Ordu’da 5 yıl önce kurulan altın madeni çevresindeki su kaynaklarını kirletti ve tarım arazilerinde yıkıma yol açtı. Şimdi ise maden sahasının 3 kat daha arttırılması gündemde.
Kazdağları’nda bitki örtüsü ve su kaynaklarını tehdit eden altın madeni projesine dair henüz vicdanları rahatlatacak bir gelişme yaşanmazken, ülkenin farklı bölgelerinden benzer gelişmelerin de sayısı artıyor. Ordu’nun Fatsa ilçesinde 5 yıldan beri çevresindeki su ve tarımsal ürünlere ciddi ölçüde zarar veren altın madeninin faaliyet süresinin uzatılması bunun en yeni örneği oldu.
2013 yılında İngiliz ortaklı yerli bir maden şirketinin başlattığı maden projesi Fatsa ve Ünye ilçelerinin arasındaki ormanlık kesimde yer alıyor. Burası başta fındık üretimi olmak üzere kestane ve sebzeciliğin de başlıca gelir kaynakları arasında olduğu bir bölge. 196 hektarlık bir alana yayılan maden sahasının çevrede yarattığı tahribat ise çok açık.
Suyun pH değeri yarı yarıya düştü
Arama çalışmaları için kesilen ağaçlar, sondaj çalışmaları ve altın ayrıştırılması için kullanılan siyanür toprak, su ve havayı doğrudan etkiledi. Geçtiğimiz yıl Sağlık Bakanlığı’ndan alınan su analiz raporlarına göre, madene en az 3 km yakındaki yerleşim bölgelerinde sudaki alüminyum oranı normalin tam 8 kat üzerinde. 4,6 olarak ölçülen pH değeri ise olması gerekenin neredeyse yarısına düşmüş durumda.
Fındık ve domates bahçelerinde yıkım yaşanıyor
5 yıl öncesine kadar maden havzasının yerinde bulunan fındık bahçelerini satmak zorunda kalan üreticiler geleneksel gelir kaynaklarını yitirmiş durumda. Ancak durumdan tek etkilenenler onlar değil. Su kaynaklarının kirlenmesiyle çevredeki tarım arazilerinde de gözle görülür bir yıkım yaşanıyor. Mevcut fındık bahçelerinde 4 yıldır küflenme, çift doğum ve verim düşüklüğü yaşanıyor. Yetiştirilen domatesler ise dalında çürüyor.
290 hektar tarım alanı daha yok olacak
2016 yılında yaşanan sürece tepki gösteren yöre halkı ve üreticiler taleplerine bir karşılık bulamamıştı. Şimdi ise hem altın arama süresinin uzatılması hem de sahanın genişletilmesi gündemde. İlgili şirket 5 yıllığına verilen arama ruhsatının 5 yıl daha uzamasını ve arama yapılacak alanın 3 katına çıkarılmasını talep etti.
Bu alan içinde 15’ten fazla köyün yanı sıra 100 hektardan fazla bir tarım alanı ve 190 hektar genişliğinde kestane ormanı bulunuyor. İşletme mühendisi Çağdaş Çelebi’nin madenci şirketin proje raporunu baz alarak yaptığı araştırmaya göre bölgede fındık, kivi, ceviz ve bal üretimi yapan üreticilerin toplam zararı 66 milyon TL’yi bulacak.
Ürünleri kimse tüketmek istemiyor
Bölgede yetişen meyveleri artık kimsenin yemek istemediğini söyleyen fındık üreticisi Yılmaz Sinan, “’Burada siyanür var, biz bunu yemeyiz’ diyorlar. Köyün dışından gelenlere su bile içiremiyoruz” diyor. Fatsa’da çilek üreticiliği yapan Osman Güvenalp ise, “5 yıldır kaç ton siyanür kullanıldı bilmiyoruz. Bu siyanürler buharlaşarak akşam çisesi olarak ürettiğimiz sebzelere düşüyor” diye konuşuyor.