E-BÜLTEN HAKKIMIZDA KÜNYE ABONELİK
REKLAM İLETİŞİM İÇİNDEKİLER
tarlasera’nın Ekim sayısı, ilgi ve kazanç alanı tarım olan herkes için bambaşka bir dergi deneyimi sunuyor. İçeriğe göz gezdirin.
Aylık Tarım ve Kültür Dergisi tarlasera’ya abone olmak çok kolay! tarlasera’nın düzenli takipçisi olmak için tıklayın.
Sayfalarını keyifle çevirip bir çırpıda okuyacağınız tarlasera’nın son sayısı bir tıkla ayağınıza gelsin!
12.01.2016
1968 yılında İstanbul'da yapılan ve 4 gün süren bir zirai mücadele toplantısı, o dönemki tartışmaları ve özellikle yurtdışına dair ayrıntılı raporlarıyla dikkat çekiyor.
1960'lı yıllar Türkiye tarımında önemli dönüşümlerin yaşandığı bir dönem. Tıpkı 50'lerde traktörlerin tarımsal üretime yaptığı hızlı giriş gibi, 60'lar da zirai mücadelenin öneminin net bir şekilde anlaşıldığı yıllar olarak hatırlanıyor.
Bu fotoğraf 1968 yılında, o yılki tarımsal mücadele uygulamalarının sonuçlarının değerlendirildiği İstanbul Bölge Zirai Mücadele Reisliği toplantısında çekilmiş. Toplantıda Bakanlık yetkililerinin yanı sıra Marmara bölgesinin farklı şehirlerinden ziraat uzmanları 4 gün boyunca zararlı ve hastalıklarla olan mücadele ve alınacak yeni önlemler üzerine tartışıyor.
Zararlı riskine karşı ayrıntılı rapor
Bu toplantıya dair dikkat çekici bir ayrıntı daha var: Toplantıda farklı ülkelerde yoğun olarak görülen zararlılar da konu edilmiş ve Türkiye'deki yayılma potansiyelleri tartışılmış. Çekoslovakya'da görülen "patates böceği", Bulgaristan'da zarara yol açan Avrupa kırmızı örümceği, hatta Japonya'daki "kırkayak" istilası dahi raporlara yansıyor. Bugün bile kimi zaman göz ardı edilebilen ülke dışı zararlı risklerinin o tarihte böylesi ayrıntıyla incelenmiş olması bu toplantıyı ilgi çekici kılıyor.
1968 Yılında resmin çekildiği Erenköy (İstanbul) Bölge Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsünde, o yıllarda ben de çalışıyordum. Resimden tanıyabildiklerim: Erdoğan Erkam, Rahmetli Musa Bey, Rahmetli Atilla Çorakçı. O dönemde, bölgesel sorunları çözümlemek için kurulmuş Zirai Mücadele Araştırma Enstitüleri çok faal biçimde ülke sorunlarını çözmek üzere yoğun çalışıyorlardı. Bu enstitüler, o dönemde, Zirai Mücadele ve Karantina Genel Müdürlüğüne bağlı idi. Ancak bu Genel Müdürlük 1980 sonrası kapatıldı ve enstitüler değişik dairelere bağlandı. Buna paralel olarak, bazı enstitüler de kapatıldı. Sanırım, bu gelişmelerden zarar gören Türk tarımı oldu.
Nostaljik bir haber Etkileyici oldu
Yorumunuz Gönderildi
Yorum Yap
Başka yerde bulamayacağınız tarım ve kültür haberlerini düzenli olarak almak için aşağıdaki kutucuğa e-posta adresinizi yazın ve gönder butonuna tıklayın; tarlasera e-bülten adresinize gelsin!
Tarım arazinizde ya da doğa yürüyüşlerinde rastladığınız yabani bir bitkiyi görür görmez tanımak ister miydiniz? PlantNet isimli akıllı telefon uygulaması bu zorlu görevi yerine getirmeye aday.
Meyve bahçelerinde kayıplara yol açan yabancı ot türleri sayılamayacak kadar çok! Ancak bu zararlılarla mücadele yöntemleri de bir o kadar çeşitli.
Hububat fiyatlarında dünya ölçeğinde yaşanan dalgalanmalar Türkiye’yi de alarm durumuna geçirdi. TMO’nun buğday, arpa ve mısır kararları piyasada istikrarı amaçlıyor.
Birçok ağaç türünde yarı parazit olarak yaşam süren ökse otu, meyve üreticilerinin baş belası olabiliyor. İşte ökse otundan kurtulmanın püf noktaları.
Özenli bir bitki koruma ve gübreleme zeytinde sonucu tamamen değiştiriyor. tarlasera zeytinde sık yapılan hataları uzmanlara sordu.