30 Ağustos 1922, Anadolu’da tarımın zorlu savaş koşullarını geride bıraktığını müjdeleyen tarih. Aynı zamanda onu büyük dönüşümlerin beklediği Cumhuriyete giden yolun açıldığı gün.
30 Ağustos; Kurtuluş Savaşı’nın zafere ulaştığını müjdeleyen tarih. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda bir dönüm noktası.
Seferberlik yılları Türkiye tarımı için yakın tarihin en zorlu dönemlerinden biriydi. Birinci Dünya Savaşı’nda 3 milyona yakın kişinin silah altında olmasıyla zayıflayan işgücü, neredeyse bütünüyle tarıma bağlı olan ekonomide büyük bir çöküntü yaratmıştı. Kurtuluş Savaşı’nın başladığı Mayıs 1919’da tarımsal üretim dönemin en düşük düzeyine inmişti. Mevcut üretim ise ihtiyaçları zorlukla karşılıyordu.
Üreticilerin askere alınması geciktirilmişti
Bu dönemde son derece kısıtlı olan ihracatın 5’te 1’ini üzüm, incir, pamuk ve zeytinyağı oluşturuyordu. Bu ürünlerin çok büyük bir kısmının yetiştiği Ege bölgesinin işgal altına girmesiyle bu kaynaklar da yitirildi. Ancak Ulusal Mücadele boyunca tarımın asgari zarar görmesi için de yoğun çaba harcandı. Üreticilerin askere alınmasının geciktirilmesi bunun bir ürünüydü. Buna karşın Kurtuluş Savaşı süresince tarımsal üretimde artış sağlanamadı.
Cumhuriyet ile yeni bir dönem başladı
Bağımsızlığın kazanılması ve ardından Cumhuriyetin ilanı ise tarımda büyük dönüşümlerin başlaması demekti. 1925 yılında üreticilerin üzerindeki ağır vergilerin kaldırılması, Tarım Kredi Kooperatiflerinin kurulması, ürün geliştirme ve korumaya yönelik kanunlar atılan ilk adımlar oldu. Kurulan devlet sermayeli çiftlikler ile üreticilere tohum, fidan, gübre ve pulluk dağıtıldı. Başta Atatürk Orman Çiftliği olmak üzere tarımda modernleşme adına örnek alınacak tesisler ise yeni dönemin simgeleri oldu.