18.8.2015 14:03:43
Beyaz altının zorlu mücadelesi
Pamukta dekara 700-800 kg kütlü verimi elde etmek mümkünken, Türkiye’de verimler genellikle 400-550 kg aralığında. Verimliliğin üst sınırlarında dolaşmak için sertifikalı uygun çeşit seçimi, optimum toprak hazırlığı, sulama, gübreleme ve çapalama basamaklarını çıkmak; bu adımların boşa çıkmaması için de, pusuda bekleyen emici pamuk düşmanlarından korunmanın püf noktalarını bilmek gerekiyor.
İnsanlığın varoluşundan bu yana vazgeçilemez üç temel yaşamsal ihtiyaç; beslenme, örtünme ve barınma. Arkeolojik kanıtlar, örtünme ihtiyacının karşılanmasında pamuğun yaklaşık 7 bin yıldır var olduğunu gösteriyor. Bugün de pamuk, insanlık için gıda sektörü kadar olmazsa olmaz sektörlerinden tekstilin en önemli hammaddesi. İplikten kumaş, yapay deri ve giyime, sicimden bez ve tüle kadar her çeşit ürün, pamuktan elde edilen lif (elyaf) ile üretiliyor. Bu kadarla da sınırlı değil; tohumları barut, vernik, cila ve bitkisel yağ sanayinde, tohum küspesi ise hayvan yemi olarak kullanılıyor. Dolayısıyla pamuk, barınma gereçlerinin üretimi ve beslenmede de aktif rol oynuyor.
Peki, insanlık için böylesine faydalar zinciri oluşturan bu ‘beyaz altının’ değerini düşürmek için çalışan ajanlar kimler? Türkiye’deki pamuk tarlalarının adeta demirbaşları haline gelmiş ve önlem alınmadığı takdirde pamuk bitkilerini kısa sürede istila ederek verimde yüzde 30-40 gibi ciddi kayıplara neden olan bu zararlıları yakın markaja almak gerek.
Ziraat Mühendisi Sedat Özgüner pamukta hastalık ve zararlılarla mücadele etmenin yollarını tarlasera Ağustos sayısında yazdı.
Derginizi bayinizden istemeyi unutmayın!
|