Anavatanı Suriye olan hünnap, ünnap, çiğde, Zizypphus vulgaris ya da rhamnaceae olarak da biliniyor.
Türkiye’de Marmara ve Güney Anadolu’da yetişen hünnap, adeta bir şifa deposu. Alternatif tıpta kullanılan hünnaba bu yüzden “Doktor Hünnap” da deniliyor. Nisan ve Mayıs aylarında yetişen hünnap meyvesi, 4-5 metreye kadar büyüyen hünnap ağacının yemişi. Güzel kokulu, sarı çiçekler açan bu ağaç bahçelerde yetişebiliyor, aynı zamanda Karadeniz'de Çoruh Vadisi havzasında, Manisa'nın Demirci ilçesinde ve yaygın olarak Denizli'nin Çivril ilçesine bağlı Gümüşsu kasabasında yabani olarak da ona rastlanıyor.
Kırmızı-kahverengi tonlarında sert kabuklu bir meyve olan hünnap, zeytinle aynı boyutlarda. Aynı zamanda kurusu da tüketiliyor. Meyvesi ise kabuğu soyulduktan sonra yeniliyor.
İçinde A ve C vitamini, kalsiyum, bakır, demir, magnezyum, manganez, fosfor, potasyum, sodyum ve çinko bulunan hünnap meyvesi sabah kahvaltılarda birkaç tane yendiği takdirde bağışıklık sistemini güçlü tutuyor. Aynı zamanda reçel ve sirke yapımında da kullanılan şifalı meyve öncelikle doğal aspirin olarak kullanılıyor. Bunun yanı sıra kan şekerini dengeleme, kanı temizleme, stresli zamanlarda vücut direncini koruma gibi özellikleri de var.
Kurutulup kaynatılan, çayı yapılabilen hünnap yapraklarının bronşit, astım, mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi geldiği biliniyor. Bu yaprakların tazesini ise Araplar ishal, bağırsak parazit ve solucanlarını yok etmede kullanıyor.
Şifa deposu hünnabı pazarda kilosu 10 ila 20 TL’den almak mümkün.