tarlasera
tarlasera SATIN AL
Kapat

26.09.2021

Tarım sektöründe özelleştirmenin ekonomi politiği

tarim-sektorunde-ozellestirmenin-ekonomi-politigi3.jpg

Prof. Dr. Havva Tunç
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi

Tarımda siyasi otoritenin özelleştirmeyi kendi varlığını koruyabilmek ve güçlendirmek için kullanması ülke çıkarlarına ters düşen uygulamalara yol açabiliyor.

Dünya ekonomilerinin ortak sorunu, bir taraftan II. Dünya Savaşı sonrasında içinde bulundukları iktisadi krizlerin diğer taraftan da sosyolojik yıkımların üstesinden gelmekti. Bu bağlamda içinde bulundukları gelişmişlik farklılıkların neo-liberal politikalarla giderilebileceği düşüncesi o yıllarda hakim olmaya başladı.

1970’li yıllara gelindiğinde ise finansal krizlerin üstesinde gelebilmek için küresel piyasalarda monetarizm rüzgârları esmeye başladı. Monetarizm bir para teorisi olup yaşanan krizlerin, ekonomik durgunlukların üstesinden gelinebilmesi, ekonominin parasallaşması ile olası olduğunu açıklayan kuram ve politikalardır.

Tarım sektörünün, ülke nüfusunun gıda maddeleri ihtiyacını karşılaması, sanayi sektörüne ham madde sağlaması, sanayi ürünlerine talep yaratması, ulusal gelir ve dış satıma katkısı nedeniyle ekonomi için büyük bir önemi vardır. Tarım ister gelişmiş ister az gelişmiş olsun, hemen hemen tüm ülkelerde en fazla korunan sektörler arasında yer alır.

Yoğun koruma ve desteklemeler daha çok tarımın özelliklerinden kaynaklanır. Tarım sektörü genel karakteri itibarıyla diğer sektörlerden önemli farklılıklar göstermekte hatta gelişmiş ülkelerdeki tarımın sanayileşmesine rağmen, bu farklılıkların yarattığı sorunları tamamen ortadan kaldırmak mümkün olamamaktadır.

tarim-sektorunde-ozellestirmenin-ekonomi-politigi1.jpg

Devlet işletmeci gibi faaliyet göstermemeli

Özelleştirme, devletin mülkiyetinde ve yönetiminde olan ve kuruluşların, yerli ve yabancı, özel ve tüzel kişi, kurum ve kuruluşlara komple veya kısmi satışı ya da devri olarak tanımlanabilir. Özelleştirme kavramı genişleyerek mülkiyeti kamuda kalmak koşuluyla işletme hakkının devri, yap-işlet-devret, kiralama, kamu özel iş birliği gibi uygulamalar olarak değerlendirilmekledir.

Kamu kurum ve kuruluşların kısmi veya tamamen satışı dışında yapılan özelleştirme işlemleri, özellikle yap işlet devret şeklinde olan kurum ve kuruluşlar, bir yandan finansmanındaki yetersizlikler diğer yandan içerdikleri riskler nedeniyle tercih edilmemektedir.

Hangi özelleştirme, hangi kuruluşlar?

Devletin piyasada bir firma, bir işletmeci gibi faaliyette bulunması piyasa mekanizmasının aksamasına ve rekabet sisteminin bozulmasına yol açar. Diğer bir deyişle devletin banka sektöründe bankacılık faaliyetinde bulunması, tekstil sektöründe kumaş üretmesi ya da diğer her türlü ekonomik faaliyetlerde aktif olarak rol alması piyasa mekanizması ve işleyişini bozar.

Fakat tarımda durum tersine işlemektedir. Tarımsal kamu iktisadi teşekküller ve tarımsal kamu iktisadi kuruluşlar gerek sermaye tedarikinde uygun faiz ve vadeli krediler gerek tarımsal ürünün piyasada rekabetçi bir fiyatının oluşmasında oldukça önemlidir.

Hedeflenen kazanç kayba dönüşebilir

Özelleştirmeye konu olan kurum ve kuruluşlar, kar eden kurumlar olabileceği gibi zarar eden kurumlar da olabilir. Özelleştirmenin amacının devletin piyasa içindeki ekonomik faaliyetine son vermek ya da en aza indirgemek olduğu unutulmamalıdır.

tarim-sektorunde-ozellestirmenin-ekonomi-politigi5.jpg

Ayrıca özelleştirme devletin sahip olduğu her şeyi satması anlamına gelmez. Devletin öncü olması gereken ve stratejik önemi olan sektörler hariç, işletmeci olarak piyasada yer almamasını sağlayacak her türlü düzenleme ve uygulama özelleştirilebilir. Bunun yanı sıra özelleştirme uygulamaları ve uygulamaya konu olan mal ve hizmetler her ülkede farklıdır.

Kuramsal olarak söylenenler doğru olmakla beraber yapılan uygulamaların yarattığı etkileri değerlendirdiğimizde, gelişmekte olan ekonomilerin yapısal özellikleri ve sorunları nedeniyle birtakım problemler meydana gelebilir. Gelişmiş ülke ekonomileri gelişmekte olan ülke ekonomilerinde yapılan özelleştirmelerden kazanç elde ederken, gelişmekte olan ülkelerin gelişimleri beklenenler doğrultusunda olmamaktadır. Aksine ülke ekonomisi zarara uğramakta, bunun yanı sıra dış dünyaya kaynak transferi gerçekleşmektedir. Diğer bir deyişle; gelişmekte olan ülkede hedeflenen kazançlar yerini kayıplara bırakmaktadır.

Türkiye’de özelleştirme tarım ile başladı

Türkiye ekonomisinde kamu kurum ve kuruluşları zarar ettikleri ve ulusal ekonomide borç stoklarının artmasına yol açtıkları için bütçe açıklarının temel sorumlusu olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda genel düşünce, ”Kamu kurum ve kuruluşları satılırsa ülkeye yabancı sermaye gelir, bu kuruluşların teknolojileri yenilenir, daha etkin bir yönetime kavuşur, üretimde artış ve verimlilik sağlanır, karlarda artış elde edilir ve bunlara bağlı olarak vergi gelirleri artar ve nihai olarak, bütçe açıkları kapanır ve uzun dönemde istihdam artar” şeklindedir. Bu yaklaşıma göre ekonomik sorunların çözümü, özelleştirmeden elde edilecek başarıya bağlıdır.

tarim-sektorunde-ozellestirmenin-ekonomi-politigi2.jpg

Dünyadaki uygulamaların aksine özelleştirme Türkiye’de tarım sektöründe başlamıştır. Dünün tarımsal ürün ihracatçısı olan Türkiye, bugün temel tarım ürünlerinde, özellikle tarımsal girdi ve nihai mallarda ithalatçı konumuna gelmiştir. Diğer bir deyişle ülke, 1960’lı yıllarda temel tarım ürünlerinde kendi kendine yeterli dünyanın yedi ülkesinden biriyken 2021’lerde ithalatçı olduğunu görmekteyiz. Ayrıca birçok tarım ürününde de arz yetersizliği ile karşılaşılmaktadır. Arz yetersizliği artan talep dönemlerinde başta gıda olmak üzere genel fiyatlar üzerinde yukarı yönde baskı oluşturmaktadır.

Tarım serbest piyasa koşullarına terk edilemez

Tarımsal kamu iktisadi teşekküllerin temel görevleri tarım ürünlerinin piyasada fiyat oluşumunda düzenleyici olup devletin vereceği destek ve teşviklere rehberlik eder. Zira tarım serbest piyasa koşullarına terk edilemeyecek kadar kırılgandır. Diğer taraftan Türk tarım üreticisinin kurumsal kimliğinin olmaması sektörün kırılganlığını daha da artırmaktadır. Türkiye ekonomisinde  özelleştirmeye konu olan tarımsal KİT ve KİK’lere örnek olarak SEK, SEKA, Türk Şeker Fabrikaları, Sümerbank, EBK, TÜGSAŞ, İĞSAŞ verilebilir. Örnekleri çoğaltmak olasıdır.

Türkiye ekonomisi tarım sektöründe şeker fabrikası olarak, kamuya ait 25, kooperatiflere ait 5, özel sektörün 3 toplam 33 şeker fabrikası vardır. Bu fabrikalar 20 milyon ton pancarı işleyerek yılda 2,5 milyon ton şeker üretmektedir. Daha önceleri Türkiye genelinde çok fazla pancar üreticisi bulunuyorken, 2011 yılında pancar ekicilerinin sayıları giderek azalmaya başladı. 64 ilin 7 bin yerleşim biriminde 31 Pancar Ekicileri Kooperatifi faaliyet göstermekte olup kooperatiflerin 50’nin üzerinde tarımsal amaçlı iştiraki, 315 satış mağazası vardır. Kısacası toplam şeker üretiminin 1,4 milyon tonunu kamu kuruluşu olan Türkiye Şeker Fabrikaları gerçekleşmektedir. Özelleştirme İdaresi 2017’den itibaren Türk Şeker’e ait 25 fabrikanın 14’ü özeleştirilmek üzeredir veya özelleştirmiştir.

tarim-sektorunde-ozellestirmenin-ekonomi-politigi4.jpg

Yapı ve maliyet sorunları giderilmiş değil

Tarım sektöründe ürün bazında sadece şeker pancarında yapılan özelleştirme sonucundaki duruma bakıldığında görülenin, beklenen manzara olmadığıdır. Zira tarımda yapılan özelleştirme gıda fiyatlarında önlenemeyen fiyat artışlarının devam edeceği anlamına gelmekte olup bu artışlar anlık olmayıp gecikmeli olacaktır.

Tarımda şeker pancarı fabrikalarının yanı sıra SEKA kağıt fabrikası, Sümerbank, TEKEL, gibi kuruluşların özelleştirilmesi sonucunda tarımda var olan yapısal ve maliyet sorunları giderilmediği gibi söz konusu ürünlerde ortaya çıkan fiyat artışı hem tarımın hem de genel ekonominin genel seviyesinde yukarı yönde baskı oluşturmaktadır. Hatta kurumlar monopol karakter kazanmış faydadan çok kar maksimizasyonu temel hedefi olan şirketlere dönüşmüştür.

Daha da önemlisi hayvancılık sektörü ile ilgili SEK, EBK ve YEMSAN, özellikle gübre sanayideki TÜGSAŞ ve İGSAŞ özelleştirilmesi ile gübrede ithalatçı olunarak tarımda maliyet avantajı ortadan kalkmıştır. Türk tarımında üreticinin kurumsallaşmamış olması kamunun, destek ve yardımlarının üreticiler yerine söz konusu şirketlere gitmesiyle tarımda var olan sorunlar daha da artmış ve artmaya devam etmektedir.

Tarım sektöründe özelleştirmenin ekonomi politiği

Gelişmiş ülkeler nasıl yönetiyor?

Özelleştirmeye konu olan kurum ve kuruluşların stratejik konumu ve önemi daha da önemlisi kamu yararı çok iyi sorgulanmalıdır. Ayrıca özelleştirilmelerin ne kadar rasyonel olduğu da tartışılmalıdır. Bunun yanı sıra kamu yararı yüksek ve kar getiren kurum ve kuruluşun özel sektöre devrinin, uzun vadede getireceği olası sakıncaları veya faydalarının, kalkınma açısından ne anlama geleceğinin çok iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Keza özelleştirmeden beklenen faydanın elde edilebilmesi ancak ve ancak elde edilen gelirlerin kısa vadeli harcamaların finansmanında değil, uzun vade de gelir getirecek yatırımların finansmanında kullanılması gerektiği unutulmamalıdır.

Gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan hatta gelişmişlik sürecini yakalayamayan ülkelerin özelleştirmeye bakışları oldukça farklıdır. Özelleştirme kararı verilmeden önce hükümetlerin yapmış oldukları özelleştirme sonucu elde edecekleri gelir ile ne yapacaklarını iyi planlamaları gerekmektedir. İçinde bulundukları uzun dönemde, konumlarını gözden geçirmeden özelleştirme kararı almamaları gerek ülkelerin geleceği gerek hükümetlerin kalıcılığı ve halkların refahı açısından oldukça önemlidir.

Özelleştirme sonucu olası etkilerin senaryosu çok iyi yapılmalıdır. İktisadi gelişmişlik için neo-liberal politikaların uygulanmasında konsensüsün sağlanmasıyla özelleştirme politikaları ülke ekonomilerin gündemine yerleşti. Özelleştirmenin tarımda uygulanabilirliği politika yapıcıların tercihi olmamalıdır. Özelleştirme yapılacaksa, tarım sektörünün geleceği oluşturulurken gerek yapısal gerek sosyal koşullar hesaba katılarak, alınacak kararlarda daha titiz davranılmalıdır.

 


Yorumlar
    Bu yazı için henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
Yorum Yaz

Yorumunuz Gönderildi

E-Bülten

Başka yerde bulamayacağınız tarım ve kültür haberlerini düzenli olarak almak için aşağıdaki kutucuğa e-posta adresinizi yazın ve gönder butonuna tıklayın; tarlasera e-bülten adresinize gelsin!

En Çok Okunanlar

Tanımadığınız bitkiyi telefonunuza sorun!

Tanımadığınız bitkiyi telefonunuza sorun!

Tarım arazinizde ya da doğa yürüyüşlerinde rastladığınız yabani bir bitkiyi görür görmez tanımak ister miydiniz? PlantNet isimli akıllı telefon uygulaması bu zorlu görevi yerine getirmeye aday.

Meyve bahçesinde yabancı ot mücadelesi

Meyve bahçesinde yabancı ot mücadelesi

Meyve bahçelerinde kayıplara yol açan yabancı ot türleri sayılamayacak kadar çok! Ancak bu zararlılarla mücadele yöntemleri de bir o kadar çeşitli.

TMO’dan buğday, arpa ve mısır hamleleri

TMO’dan buğday, arpa ve mısır hamleleri

Hububat fiyatlarında dünya ölçeğinde yaşanan dalgalanmalar Türkiye’yi de alarm durumuna geçirdi. TMO’nun buğday, arpa ve mısır kararları piyasada istikrarı amaçlıyor.

Meyve ağaçlarının kabusu ökse otu

Meyve ağaçlarının kabusu ökse otu

Birçok ağaç türünde yarı parazit olarak yaşam süren ökse otu, meyve üreticilerinin baş belası olabiliyor. İşte ökse otundan kurtulmanın püf noktaları.

Zeytinde yanlışlar ve doğrular

Zeytinde yanlışlar ve doğrular

Özenli bir bitki koruma ve gübreleme zeytinde sonucu tamamen değiştiriyor. tarlasera zeytinde sık yapılan hataları uzmanlara sordu.