Bitki bilimi insanlığı yakın geleceğe hazırlamak için daha dirençli ve sürdürülebilir tarım ürünleri geliştirmenin peşinde. ABD’de araştırmacıların bu açıdan rol model olarak önerdikleri bitki ise hem tanıdık hem yepyeni bir isim!
Hızlı nüfus artışı ve küresel iklim değişikliği gibi iki kritik süreç karşısında insanlığın tarıma dair kritik adımlar atması gerekiyor. En önemli adımlardan biri de kuraklık ya da hastalıklara daha dirençli ve daha sürdürülebilir ürünler geliştirip üretmek.
Geniş kitleleri besleyecek bu tip bitkileri geliştirmek için ise modern yöntemlere, geniş bütçelere ve uzun yıllara dayanan araştırma ve deneylere ihtiyaç var. ABD’deki Rutgers Üniversitesi’nden araştırmacılar, işte bu yakın geleceğin gıdalarını yaratacak araştırma ve deneylerde bilim insanlarının işini kolaylaştıracak bir fikri ortaya attı.
Bitki biyologları yeni modeller arıyor
Buluşun merkezinde ise küçük bir yüzücü sucul bitki olan “su mercimeği” var! Çevreyle uyumlu ve iklimsel faktörlere daha dayanıklı ürünler ortaya koyacak yeni stratejilerin gerekli olduğuna dikkat çeken araştırmacılar, bu stratejilerin keşfedilmesinde su mercimeği bitkisinin mükemmel bir laboratuar örneği olabileceğini söylüyor.
Üniversitenin Bitki Biyolojisi Bölümü profesörü ve aynı zamanda araştırmanın da yürütücüsü olan Eric Lam, “Bitki biyolojisindeki karmaşık moleküler ve ekolojik süreçleri ele alabilmek için yeni çalışma modellerine ihtiyaç var. Bu açıdan su mercimeği kritik bir rol oynayacak pek çok bitki özelliğine sahip” diyor.
Hem rekor sahibi hem çok işlevli
Su mercimeğini bitki bilimi için bu denli değerli kılan ilgi çekici çok sayıda özellik bulunuyor. Tatlı suda yetişen ve Lemna minor olarak da bilinen su mercimeği, yeryüzünde hem en küçük çiçeklere sahip olan hem de en hızlı büyüyen bitki olmasıyla ünlü! Vahşi yaşam ortamını korumasıyla doğaya da fayda sağlayan bitki aynı zamanda sürdürülebilir bir insan gıdası, hayvan yemi ve biyoyakıt kaynağı.
Laboratuara yabancı değil!
İngilizcede “duckweed” (ördek otu) olarak anılan su mercimeği aslında laboratuar ortamlarına pek yabancı değil. Hem geniş bir coğrafyada yetişmesi hem de hızlı gelişmesi sayesinde 1950-1990 yılları arasında genom araştırmalarında sık sık kullanılan bu narin su bitkisi sonradan yerini büyük oranda “fare kulağı teresi” (Arabidopsis thaliana) isimli hardal türüne bırakıyor.
Çok farklı alanlarda faydalanılacak
Ancak özellikle son on yılda genom teknolojilerindeki süratli ilerleme ve daha sürdürülebilir alternatif tarım ürünlerine artan ihtiyaç Lemna minor’u yeniden bilim sahnesine çağırıyor. Geçmişteki uzun laboratuar kariyerinin de avantajını kullanan bitkinin ekolojiden kronobiyolojiye kadar farklı alanlarda yeni keşiflere olanak tanıyacak bir model olacağı düşünülüyor.