Antalya’da pek çok domates üreticisi bir süredir “İsrail virüsü” lakaplı ToBRFV ile mücadeleye yoğunlaştı. Ancak domates yetiştirilen seralar için tehdit oluşturan birden fazla virüs türü var.
Antalya’nın sera alanlarında bugünlerde etkinliği artan domates kahverengi meyve buruşukluk virüsü (ToBRFV) örtü altı üreticileri yoğun bir mücadeleye itiyor. Bundan 7 yıl önce İsrail’deki domates fidelerinde tespit edilen ve Türkiye’de “İsrail virüsü” olarak anılan hastalık etmeninin belirtileri ve mücadele yöntemlerini tarlasera.com paylaşmıştı.
Mücadelesi kültürel önlemlere dayanan ToBRFV tespit edildiği yerlerde şu günlerin en acil sorun olsa da domates üreticilerinin tanışık olduğu tek virüs o değil. Geçmişten bu yana enfekte ettiği seralarda çoğu kez bitkiler üzerinde neden olduğu lekelerle kendini belli eden pek çok virüs türü, doğru bitki koruma yöntemleri uygulanmazsa ciddi kayıplara yol açıyor.
Hastalık yayma politikaları farklı
Gözle görülemeyecek kadar küçük virüsler ölü dokularda gelişme gösteremiyor ve çoğalabilmek için mutlaka canlı bir hücreye ihtiyaç duyuyor. Ancak bulaştıkları bitkileri hastalandırma yeteneğine sahip bu organizmalar genellikle bitki dokusuna yaralardan giriş yapabiliyor. Bu yaralar mekanik olabileceği gibi, böcek ve nematodların bitki üzerinde açmış olduğu yaralar da olabiliyor.
Virüslerin bitkiyi hastalandırma politikaları, tarımdaki diğer hastalık etmenleri olan mantar ve bakterilere göre farklılık gösteriyor. Mantar ve bakteriler bulundukları bitkiye zehir salgılayıp hastalanmasına yol açarken virüsler ise bitkinin canlı hücrelerine ortak oluyor. Bitkiye zehir salgılamasalar da bitki hücresinden ortak madde kullanımı sağlayarak hücrenin yaşamsal faaliyetlerinin olumsuz yönde etkilenmesine sebep oluyor.
En yaygın belirti mozaik lekeler
Virüs hastalıkları, bitki üzerindeki etkilerini eksternal ve internal, yani dışsal ve içsel simptomlar olmak üzere iki farklı şekilde gösteriyor. Eksternal simptomlar bitki üzerinde lokal olarak kendini gösterebilen klorotik ve nekrotik lekeler, sadece virüslerin oluşturabildiği çarpıcı mozaik lekeler ya da çoğu virüs hastalığında sıklıkla karşılaşılan halkalı lekeler olarak ortaya çıkıyor.
Yapraklarda sarılık, hücrelerin ölümü sonucu bitkide oluşan nekrozlar, yaprakların aşırı karbonhidrat birikmesi sonucu kıvırcık form kazanması ve bitkilerde bodurlaşma ya da anormal büyümeler hastalıklı bitkinin dış yapısında rastlanan diğer belirtiler. Virüslerin sebep olduğu hücresel değişimler sonucu meydana gelen internal simptomlar ise hücre içi organellerdeki anormallikler ve ilgi cisimciği oluşumu olarak gözlemleniyor.
Gözle görülmeyen bin adet düşman!
Günümüzde 6 binden fazla virüs türünün detaylı bir şekilde tarifi yapılırken, henüz keşfedilmemiş milyonlarca virüs daha türü olduğu tahmin ediliyor! Bilinen türler arasında bitki patojeni olarak kabul edilen, yani tarımsal üretimi ilgilendiren virüslerin sayısı ise bini buluyor. Türkiye’de domates yetiştirilen alanlarda en sık görülen virüs türleri içinde Domates Mozaik Virüsü, Domates Lekeli Solgunluk Virüsü ve Domates Sarı Yaprak Kıvırcıklık Virüsü başı çekiyor.
Domates Mozaik Virüsü (ToMV)
Açılımı Tomato mosaic tobamovirus olan ToMV aşılama, kültürel işlemler esnasında bitkiler arası temas, tohum ya da ısırıcı-çiğneyici ağız yapısına sahip böcek türleri aracılığıyla bitkiye taşınıyor. Genellikle konukçusunun kök, gövde ve yapraklarında bulunan bu virüse kabukta da rastlanabiliyor. ToMV hastalık yapma yeteneğini kaybetmeden bitki artıklarında, yabancı otlarda ve bulaşık topraklarda hayatını sürdürebiliyor.
Temel belirtileri bulaşık bitkinin yapraklarında meydana gelen açık yeşil, sarı ve koyu yeşil mozaik lekeler olan ToMV ayrıca yapraklarda kıvrılma ve deformasyona da neden olabiliyor. Virüsle bulaşık meyvelerde ise düzensiz olgunlaşmalar gözlemlenebiliyor. Çoğu sebze türü, tütün ve bazı meyve ağaçlarında da görülen virüsün en önemli konukçuları ise domates ve biber.
Domates Mozaik Virüsünde ürün kaybı riski bitkinin gelişim evrelerine bağlı. Çünkü hastalığın bitkiye verdiği hasar, dolayısıyla hasarın ekonomik boyutu da enfeksiyon zamanına göre değişkenlik gösteriyor. Genç bitkilerde erken enfeksiyon sonucunda ürün kayıpları yüzde 50’yi bulurken geç enfeksiyonlarda ise bu oran yüzde 8 düzeyinde kalabiliyor.
Domates Lekeli Solgunluk Virüsü (TSWV)
Birçok otsu bitkide görülebilen Domates Lekeli Solgunluk Virüsünün başlıca konukçusu domates olsa da biber, marul ve tütün gibi ürünler de aynı riski paylaşıyor. Yaygın bir zararlı türü olan thrips’ler aracılığıyla aktif şekilde taşınabilen TSWV bitki türü, çeşidi, yaşı ve ekolojik şartlara bağlı olarak farklı belirtiler gösterebiliyor.
Tomato spotted wilt tospovirus olarak adlandırılan virüsün domates bitkisinde yol açtığı en tipik belirti ise yapraklar üzerinde önce kahverengi, daha sonra bronz renginde gözlenen lekeler. Bu bronz lekeler kimi zaman nekroza dönüşüp bitkinin kurumasına yol açıyor. Bu yapraklarda ayrıca aşağı ve içe doğru kıvrılmalar meydana geliyor. ise başta domates olmak üzere, biber, marul ve tütün yer alıyor.
Eğer bitkide enfeksiyondan önce çiçeklenme gerçekleştiyse meyvelerde herhangi bir belirtiyle karşılaşılmıyor. Enfeksiyondan sonra meydana gelen çiçeklenmelerde ise virüsün yarattığı hasar gözle görülür hale geliyor. Bu durumda olgunlaşmamış, yeşil meyvelerde şekil bozukluğu ve iç içe geçmiş kahverengi halkalar, olgunlaşmış meyvelerde ise sarı renkte halka şeklinde lekelenmeler görülüyor.
Domates Sarı Yaprak Kıvırcıklık Virüsü (TYLCV)
Geminivirus grubunda yer alan Tomato yellow leaf curl bigeminivirus gümüşi yaprak beyazsineği vasıtasıyla taşınma gösteriyor. Virüsün başlıca konukçuları arasında domates dışında bir süs bitkisi olan lisantus da yer alıyor. Tütün de virüsün konukçuları arasında olmasına rağmen bitki hastalık etmenine bulaşık olsa bile herhangi bir belirti göstermiyor.
TYLCV ile enfekteli bitki genellikle yaprakları boyunca sararıyor ve karakteristik olarak yukarı doğru kıvrılarak fincan şeklini alıyor. Bu yapraklar aynı zamanda küçülüp kalınlaşıyor. Erken dönemde Domates Sarı Yaprak Kıvırcıklık Virüsü ile enfekte olan domates bitkisi bodur kalıyor. Diğer zamanlarda meydana gelen enfeksiyonlar ise bitki sürgünlerinde gelişme geriliğine sebep oluyor, ancak meyvelerinden belirti göstermiyor.
Her şeyin başı erken önlem!
Bitki virüs hastalıklarıyla karşı üretici diğer bitki patojenleriyle mücadelesine kıyasla kısıtlı imkanlara sahip. Bu hastalıklarda kullanılan kimyasalların hem pahalı hem de bitkiler üzerinde fitotoksik etkiye sahip olması kimyasal mücadeleyi daha da zorlu kılıyor. Virüsleri ürünlerden uzak tutmanın yolu ise erken önlem almaktan, yani önerilen korunma yöntemlerinden geçiyor.
Bu yöntemler arasında öncelikle virüsten ari sertifikalı tohum ve fide kullanmak ve hastalıklara karşı dayanıklı çeşit seçmek geliyor. Hastalık tespit edildiği durumda ise virüs ile enfekteli bitki ve bitki artıklarının imhası, ekim ve dikim esnasında kullanılacak alet ve ekipmanların dezenfeksiyonu, tarla içi ve çevresinde bulunan yabancı otlarla ve virüslerin yayılmasında etkili olan vektör böceklerle mücadele gerekiyor.