Antioksidan özelikleriyle bilim insanlarının dikkatini çeken aronya, siyaha çalan kopkoyu mor rengini de bu yönüne borçlu. Meyve kısa bir süre önce adapte olduğu Türkiye topraklarında da üretimini hızla arttırıyor.
Bir yandan soğuk kış günlerinin kendini giderek daha çok hissettirdiği, bir yandan da yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınının hala yakamızdan düşmediği şu günlerde sağlığımızı korumamız için en önemli güvencelerden biri sebze ve meyveler.
Marketlerde ve pazarlarda ulaşabildiğimiz her bir sebze ve meyve türü farklı besin içerikleriyle farklı bir sağlık paketi sunuyor. İşte bu yüzden ayırt etmeksizin her birini kararında, ama toplamda bolca tüketmek gerekiyor. Ancak doğanın cömert kucağında bazı türler var ki, onlar bazı özellikleriyle bitkilerin bu tatlı rekabet ortamında sivrilmeyi başarıyor!
Son birkaç yıldır sağlıklı beslenme diyetlerinde adını giderek daha üst sıralara yazdıran aronya meyvesi de bunlardan biri. Görüntü itibariyle kimi zaman yaban mersini ile kirazın bir karışımını andıran bu meyve, minik bünyesinde taşıdığı yoğun “polifenol” içeriği ile bilim insanlarının dikkatini kendine çekmiş durumda.
Süs bitkisinden sağlık bitkisine
Polifenoller, özellikle kanser ve Alzheimer gibi dünya genelinde yaygınlığı giderek artan hastalıklarla mücadelede önem taşıyan bir organik madde grubunu oluşturuyor. İşte aronya meyvesine siyaha çalan kopkoyu bir mor rengi veren de bu maddelerin yoğunluğu. Meyvenin bu sayede güçlü bir antioksidan özelliğe sahip olduğu biliniyor.
Eskiden beri çoğunlukla süs bitkisi olarak sahip olduğu mütevazı unvanından sıyrılmaya başlayan aronya, anavatanı olduğu düşünülen Kuzey Amerika’nın yanı sıra Avrupa’da da yoğun olarak yetiştiriliyor. Bu üretimde Polonya açık arayla başı çekiyor. Türkiye’de de ilk denemeleri yaklaşık 8 yıl önce başlayan meyve artık bu toprakların meyve çeşitliliğinin bir parçası haline geldi.
4 yılda 130 dekara ulaştı
Karadeniz’de alternatif ürün arayışındaki pek çok üreticinin arazisine konuk olan aronyaya dair en uzun erimli çalışmalar ise Yalova’da yürütülüyor. Yalova İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü’nün girişimleriyle 2016 yılında 2 aronya çeşidinin adaptasyonu ve tescili tamamlanmıştı. Bu eşik aşıldıktan sonra ildeki aronya bahçeleri de hızla artmaya başladı.
Bugün itibariyle Yalova’da 61 üretici toplam 130 dekar alanda aronya bitkisi yetiştiriyor. Ayrıca 40 dekar alan ise organik aronya üretimine ayrılmış durumda. Meyvenin tüketiciler nezdindeki popülerliği de bu üretime paralel şekilde artıyor. Büyükşehirler başta olmak üzere Türkiye’nin genelinden talep alan üreticiler kilogram başına 85 TL’den alıcı buluyor.
Fiyatı standarda kavuşacak
Ekşi sevenler için yaş olarak da beğenilen aronya kurutulmuş halde ya da meyve suyu formunda da tüketilebiliyor. Ayrıca aronya dondurması ve yoğurdu üretmek üzere çalıştıklarını söyleyen Yalova İl Tarım ve Orman Müdürü Suat Parıldar, ürünün hali hazırdaki yüksek fiyatlarının ise geçici olduğunu söylüyor ve “Bu seneki fiyat dalgalanması bizi yanıltmasın. Aronya fiyatı ve arz-talep dengesi yeni oturan bir ürün” diyor.