Bursa’nın Yenişehir ilçesinde su kaynakları ve tarım arazileri alarm veriyor. Tehlikenin bir boyutu kuraklık, diğeri ise işe “ağaç keserek” başlayan madencilik zenginleştirme projesi.
Son yıllarda giderek koyulaşan gölgesiyle tarım arazilerinin üzerine çöken iki kara bulut var. Biri iklim değişikliğinin giderek belirginleşen etkileri. Diğeri ise özellikle Türkiye’de artık tarım arazilerinin bir yaşam mücadelesine dönüşmeye başlayan madencilik projeleri. Bu iki bulut bugünlerde aynı anda Bursa tarımının üzerinde geziniyor.
Bölgede tarımın yaşam kaynağı olan su kaynakları son dönemde alarm vermeye başladı. Gölbaşı barajındaki kirlilik ve çekilen sular bunun en son örneğiydi. Bu yıl ortalamanın çok altında yağış alan ve uzun süredir yağmurun düşmediği Yenişehir ovasındaki göletlerin su seviyesi de yüzde 20’lerin altına düşmüş durumda. En yoğun kuraklık ise Alaylı ve Kavaklı göletlerinde yaşanıyor.
Üretim 10 kat azalabilir
Üreticilerin susuzluk tehlikesine karşı bu yıl sulu tarım yapmama kararı aldıklarını söyleyen Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Sadi Aktaş, gereken su bulunamazsa salçalık domates, biber ve fasulye ekiminin 10 kat azalacağından endişe ettiklerini dile getiriyor. Ovada sebze yetiştiriciliğinin yanı sıra yonca ve mısır gibi tarla bitkilerinin de kaderi sulama olanaklarına bağlı.
Bir aylık su kaldı
Kavaklı köyü muhtarı İlhan Demirören, “Üretici yeteri kadar su kullanacak, sonrasında ise kaderine razı olacak” diye konuşuyor. Köyde ekim yapılan arazilerin bu yıl 2 bin dönümden 300 dönüme düşeceğini söyleyen üreticilerden Ulvi Savaş ise, “En fazla bir aylık suyumuz var. Şu anda göletimiz salınmış olsa sadece bizim fidelerimizi eker” diye konuşuyor.
Yaşanan tüm kuraklık tehlikesine karşın bölgede yeni göletlerin yapımı da devam ediyor. Yüzde 90 oranında tamamlandığı açıklanan Yenişehir Çiçeközü göleti projesinde yaklaşık 9 bin dekar alanda deneme sulamaları başlatıldı.
Üretimin kalbine madencilik tesisi
Bölgede su kaynaklarını ve tarımsal arazileri tehdit eden tek faktör kuraklık da değil. Yenişehir’e bağlı Kirazlıyayla köyünün merkezine 200 metre uzaklıkta başlatılan maden zenginleştirme projesi, İznik gölünden yıllık 200 bin metreküp su çekecek. Yeraltı sularının da kullanılacağı proje nedeniyle oluşacak atıklar suyun ve toprağın kirlenmesini beraberinde getirecek. Proje alanı aynı zamanda bölgedeki zeytinlik alanların da yalnızca 3 kilometre uzağında.
Üreticiler nöbet tutmaya başladı
Tesis için Kirazlıyayla’da başlatılan ağaç kesimini durdurmak için bir araya gelen köylüler bölgede nöbet tutmaya başladı. “Köyümüzün dibine fabrika yapıyorlar, yemyeşil ağaçlarımızı kesiyorlar” diyen bir köylü, “Kapattıkları yer bizim meramızdı, içinde dokuz tane çeşmemiz vardı. Şu anda tarlamıza, hayvanlarımızı otlatmaya bile gidemiyoruz” diye konuşuyor.
Ağır metaller su ve toprağı kirletecek
Maden şirketinin ruhsat bölgesinin köydeki yaşam alanını tamamen kapsadığını söyleyen Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Güzide Elitez, köyün içme ve suluma suyunun kurulacak tesisten doğrudan etkileneceğini belirtiyor: “Atık havuzu yapılmak istenen bölge heyelan arazisi. Önündeki deşarj alanı ise Yenişehir ovası. Havuzlardaki ağır metallerin suya ve toprağa karışmasının çok zararlı sonuçları olacak.”
Proje yalnızca insan ve toprak sağlığını değil üretim yapılan arazilerin varlığını da riske atıyor. Proje alanının hem orman hem de tarım arazilerini kapsadığını söyleyen Yenişehir Çevre Platformu Sözcüsü ziraat mühendisi Şafak Erdem, “Şirket tarım arazileri için 3 kez tarım dışı kullanım izni başvurusu yaptı ama reddedildi. Bu talep yeniden reddedilirse o inşaatı yapamazlar, bu ağaçları boşu boşuna kesmiş oluyorlar” diyor.
Kooperatiften alınan su tarım dışı kullanılamaz
Projenin “ÇED olumlu” raporuna göre maden çalışmaları için ihtiyaç duyulan su Yenişehir ovası, İznik gölü ve Göllüce Sulama Kooperatifi’nden karşılanacak. Kooperatiften tahsis edilen suyun tarım dışı amaçla kullanılmasının yasal olmadığını hatırlatan TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu raporunda ise, “Su seviyesi zaten her geçen gün düşen İznik gölünden su çekilmesi bu durumu kritik bir boyuta taşıyacak” denildi.
Bölgenin deprem kuşağında olduğunu ve tesiste oluşacak en ufak bir çatlağın atıkları yeraltı sularına karıştırmaya yeteceğini söyleyen Avukat Osman Atalay Akman ise, “Bu projeyle birlikte Yenişehir ovası, Barçın köyü ve İznik gölüyle birlikte Bursa’nın batısı kaybedilecek” diye konuşuyor.