Tarımsal sigortaların bugünü ve geleceğini masaya yatıran tarlasera’nın bu ay okurlarına bir de hediyesi var.
2020 yılının geride bıraktığımız ilk iki ayı içinde hem memleket hem de gezegenimizin üzerinde adeta kara bulutlar dolaşıyor. Tarım sektörü de bundan nasibini alıyor. Tüm dünyayı alarma geçiren koronavirüs salgını küresel tarım ticaretinde kuralları baştan yazdırıyor; farklı bölgelerde çok sık aralıklarla yaşanan deprem felaketleri tarımsal üretim üzerinde de olumsuz etkiler bırakıyor. Bir de tabii 2019’dan devreden bazı sorunlar var. Bunların başında da girdi maliyetlerinin yüksekliği geliyor. Yaptıkları harcamanın karşılığını satış sırasında alamayan üreticiler, bu durumun çözümsüzlüğünden bıkmış durumda.
tarlasera’nın Mart ayında Kapak Konusu sayfalarında işlediği tarım sigortalarında bunun sinyallerini görmek mümkün. İklimsel felaketlerden sık sık canı yanan üreticiler için sigorta yaptırmak çok kritik bir işlem. Çünkü verdikleri emeğin bir anda çöpe gitme riskiyle karşı karşıya yaşıyorlar. Ancak onları sigorta yaptırmaya iten sebep genelde bu ihtimal değil, sigorta yaptırana verilen teşvikler oluyor. Çünkü pazarlama aşamasında beklediğini bulamayan üreticiler, çözümü devletin verdiği teşvik ve desteklerde arıyor.
Tarımın elektriği neden kesiliyor?
Bu ay tarlasera’nın Dosya sayfalarına konuk olan havuçta da benzer bir durum söz konusu. Havuçta yeterlilik derecesi ideal seviyelerde olan Türkiye, her yıl yüksek miktarda havuç ihraç ediyor. Ancak bu sezon ihracatta yaşanan sıkıntılar üreticileri zora sokmuş durumda. İç pazardaki satış fiyatından da pek memnun oldukları söylenemez. tarlasera, havuca da "bulaşan" maliyet sorununun kaynağı ve çözümünü masaya yatırdı.
Türkiye dünyada elektriğe en çok zam yapan ülke! Sulama başta olmak üzere pek çok işlemde elektriğe ihtiyaç duyan tarımsal üreticiler bu zamlardan en çok etkilenen kesimlerin başında geliyor. tarlasera, faturalarını ödeyemez duruma gelen, ödese bile farklı sebeplerden elektriği kesilen üreticilerin yaşadıklarını Detay sayfalarında ortaya koyuyor.
İlk gerçek “Türk kahvesi” yolda!
Tüm olumsuz tabloya karşın ülkenin tarım cephesinde heyecan verici olumlu gelişmeler de var. Türkiye’nin ilk yerli kahve üretimi denemelerinin başarıyla sonuçlanmasının ardından ticari üretim için adımlar atılmaya başladı. Modern tarım teknolojilerinin ve iklimin avantajlarını kullanan üretimle birlikte yakın gelecekte gerçek anlamda bir “Türk kahvesi”nden bahsetmek mümkün olacak!
Bu ay başka neler var?
Buğdayda hatalı herbisit kullanımı ve doğru uygulamaya dair püf noktaları ve fındık arazilerini tehdit eden kahverengi kokarca böceğine karşı mücadele yöntemleri üzerine detaylı incelemelerin de yer aldığı tarlasera Mart sayısının Röportaj konuğu ise ülke tarımının en başarılı ve ezber bozan kadın üreticilerinden biri olan Ayten Çöl. Ailesine ait olan Kılçak-Çöl Çiftliği’ni 16 yaşından beri yöneten Çöl, ilham verici öyküsünü ve Türkiye tarımına dair görüşlerini tarlasera ile paylaştı.
tarlasera’nın okurlarına bu ay bir de hediyesi var. Gelenek haline gelen tarlasera posterlerinin en yenisi olan Pamukta Yabancı Ot Mücadelesi posteri için duvarınızda yer açmayı unutmayın!
tarlasera’ya nasıl ulaşırım?
tarlasera Mart sayısını satın almak için hemen şimdi Satın Al sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. Derginizi her ay masanızda görmek ve tarlasera keyfini tüm bir yıla yaymak için ise tek yapmanız gereken abone olmak! Bunun için Abonelik sayfamızdan yalnızca birkaç dakika süren abonelik işlemlerini gerçekleştirmeniz yeterli.
Keyifli okumalar dileriz!