Türkiye’de turşu ile özdeş olan dikenli hıyar yurtdışında taze olarak da talep görüyor. Türkiye’den ihraç edilen ürünler kalite bakımından rakiplerinin hep bir adım önünde. Dış pazarda en önemli engel olan kalıntı sorunu ise yeni yeni aşılmaya başladı.
Türkiye’nin geniş sebze pazarında kimi ürünler henüz yoğunlukla yurtiçi tüketime yönelik üretiliyor, yani henüz “yerel lig”de oynuyor. Domates başta olmak üzere küresel pazarın başat oyuncularında ise üretimin bir cephesini ise ihracat oluşturuyor. Ancak bir ürün var ki, geçmişten bu yana iç pazardan çok ihracat parametreleriyle değerlendiriliyor: Dikenli hıyar!
Özellikle 2016’da Rusya ile yaşanan ihracat krizinin ardından elde kalan ürünlerin iç pazara yönlendirilmesiyle yerli tüketici genelde “kornişon” ismiyle tanıdığı ve turşuluk olarak tükettiği dikenli hıyarla adeta ikinci kez tanışmıştı. Son 2 yılda ihracatın da yeniden normale dönmesiyle üründe ekili alanların 67 bin hektara kadar yükseldi.
Akdeniz’den Marmara’ya uzanıyor
Dikenli hıyar yurtdışına çıktığında Türkiye’nin aksine turşuluk ve taze olarak iki ana tüketim koluna ayrılıyor. Örtü altı üretim merkezlerinin Antalya ve çevresinden İzmir, Manisa ve Balıkesir’e kadar uzandığı üründe Rusya halen en önemli ihracat durağını oluşturuyor. İhracata endeksli üretim yapan yetiştiriciler ise elbette ki tüm üretim süreçlerini dış pazarın üründen beklentileri doğrultusunda tasarlıyor.
Kalite tablosunda ilk sırada Türkiye var
Yılların getirdiği tecrübe ve pazarlama ağı Türkiye’de üretilen dikenli hıyarı gerçekten de dış pazarda rakiplerinin karşısında ön plana çıkarıyor. İki önemli kalite ölçütü olan “koyu renk” ve “raf ömrü” Türk dikenli hıyarının başlıca tercih sebepleri. Rijk Zwaan Türkiye Ürün Uzmanı ve Müşteri Yöneticisi Erkut Baç diğer kıstasları şöyle sıralıyor: “Meyvelerde kesinlikle iç boşluğu olmamalı, koyu yeşil renkte ve dikenleri belirgin olmalı. Aynı şekilde depo hastalıklarına karşı da tolerans sahibi olmalı.”
Türkiye kalite bakımından bir yandan coğrafi koşulların getirdiği avantajın tadını çıkarıyor. “Türkiye ve Hindistan dışında kornişonu istenilen şekilde küçük boyda ve kalitede üretebilen ülke yok” diyen Baç, “Avrupa’ya coğrafi yakınlığımız ve hijyenik koşulların da Avrupa standartlarına daha yakın olması rakibimiz Hindistan’a göre bizi ön plana çıkarıyor” diyor.
Karizmayı düşüren tek faktör!
Ancak küresel pazardaki bu başarıya karşın yerli üretimin “karizma”sını düşüren önemli bir faktör var, o da kalıntı sorunu. Örneğin Rusya’nın alım yaptığı diğer ülkeler olan Kazakistan ve Azerbaycan kalitede Türkiye’yi yakalayamasa da kalıntı konusunda daha yüksek performans gösteriyor.
Antalya-Gazipaşa’da hem zirai bayilik hem de üreticilik yapan Raziye Güzel, belirlenen Maksimum Kalını Seviyesi (MRL) değerlerine ne kadar uyulsa da “kalıntı” gerekçesiyle ihracatta sorun yaşanabildiğini söylüyor. “Yurtdışında bu değerlerin çok daha düşük olması bekleniyor. Gerekçe ‘halk sağlığı’ olsa da ben kendi ürünlerine öncelik verdikleri için bu tarz engeller çıkardıklarını düşünüyorum” diyen Güzel’e göre üreticiyi düşündüren bir diğer sorunun da giderek artan işçilik maliyetleri.
Satış kolaylığı ve sabit fiyat garantisi
Kalıntı ve maliyet engellerine karşın dikenli hıyar üreticisini üretime bağlayan en önemli güvence satış kolaylığı ve sezon başından sonuna kadar sabit fiyat garantisi. Ekim öncesi yapılan destekler ve ürün bedellerini peşin ödeniyor olması da diğer olumlu faktörler. Hem sanayi hem de taze tüketim ürünü olması nedeniyle pazar talebi daima yüksek olan ürüne yönelen üreticilerin sayısı da giderek artıyor.
Kalıntı sorununda düzelme yaşanıyor
Tüm bu olumlu karnede “kalıntı” başlığına da bir tik atmak için de çalışmalar hızlandı. Bitki koruma faaliyetinin daha çok danaburnu ve trips zararlılarına karşı yapıldığı dikenli hıyarda ilaç kalıntısı probleminin üretici bilinciyle aşılacağını söyleyen Baç, “Son iki yıldır tohum, zirai ilaç ve diğer sanayi kuruluşlarının ortak çalışmaları neticesinde ilaçlama programları hazırlanmaya başladı ve kalıntı konusunda gözle görülüyor bir düzelme oldu” diye konuşuyor.