Yönetmelik değişikliği, başvuruların elektronik ortama taşınması, kapsül işleme fabrikası için duyurulan kontenjan sayısı, hızlanan Ar-Ge çalışmaları… Haşhaş tarımına dair bu hareketlilik neye işaret ediyor?
Her şey bundan yaklaşık bir yıl önce oldu: İlk olarak Cumhurbaşkanının açıklamalarıyla gündeme gelen kenevir bitkisi, kısa sürede yapılan çalışmalar ve verilen teşviklerle adeta küllerinden yeniden doğmaya başladı. Türkiye coğrafyası için hiç de yabancı olmayan, ancak uzun yıllardır “hassas” konumu nedeniyle çok sınırlı düzeyde üretilen bitkinin tekstil sanayisi için önemine yapılan vurgu keskin bir dönüşümü işaret ediyor.
Benzer ama farklı bir konuma sahip diğer bir geleneksel ürün ise haşhaş. İlaç sanayisinde önemli bir yeri olan bitkinin dünyadaki 9 üretici ülkesinden biri Türkiye. Ancak tıpkı kenevir gibi, uyuşturuculara konu olabilmesi nedeniyle sıkı denetimlerle üretilen üründe uygulanan kotalar uluslararası düzeyde Birleşmiş Milletler tarafından belirleniyor.
Dünyanın en büyük haşhaş kapsülü işleme fabrikası Afyon'da bulunuyor.
Yeni yönetmelik neye işaret ediyor?
Ancak son günlerde haşhaş tarımına yönelik de bir hareketlilik söz konusu. Çarşamba günü Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik, haşhaşa yönelik kararlarda Cumhurbaşkanlığının belirleyici olacağını ilan etti. Aynı şekilde, haşhaş ekimine yönelmek isteyen üreticiler için sürecin elektronik sistemle kolaylaştırıldığı duyuruldu.
Rekoltede Afyon, verimde Konya lider
Peki haşhaş üreticiliği bugün itibariyle ne ölçüde cazip? Geleneksel üreticiler dışında Türkiye’de haşhaş üretimine kimler yönelebilir? Elbette bu alanda öncelik bulunulan coğrafya. Haşhaş bitkisiyle adeta özdeşleşen Afyonkarahisar ili bugün Türkiye’deki toplam 27 bin tonluk üretimin yüzde 31’ini karşılıyor. Afyon’u 7 bin tonla Konya ve 3 bin 600 tonla Denizli izliyor.
Konya aynı zamanda dekar başına 77 kg ile verimin en yüksek olduğu il. Haşhaş arazileri kayda değer bir alana yayılan Uşak ve Eskişehir’in yanı sıra Burdur, Isparta, Kütahya, Amasya, Manisa, Balıkesir, sınırlı sayıda da Çorum ve Tokat da pazara katkı sunan diğer iller. Tüm bu bölgelerde kayıtlı olan haşhaş üreticilerinin sayısı ise 70 bin civarında.
Haşhaş kapsüllerinin fiyatını TMO belirlerken, tohumların fiyatı piyasa koşullarına göre değişiyor.
Tarladan dünyanın en büyük kapsül işleme fabrikasına
TMO denetiminde üretilen haşhaş bitkisinin en önemli kısmı elbette ki afyon maddesinin kaynağını oluşturan kapsülü. Üreticiler bu kapsülleri sözleşmeli üretim modeli kapsamında ilgili kapsül işleme tesislerine iletiyor. Bu tesislerin en önemlisi, dünyada kendi alanında en geniş kapasiteye sahip olan TMO’ya ait Afyon Alkaloidleri Fabrikası. TMO’nun bu hafta ilan ettiği personel alım ilanında bu fabrikada açılan kontenjanın genişliği dikkat çekici.
Verim için Ar-Ge çalışmaları hızlandı
Ülke genelinde toplam 700 bin hektarda yapılan üretimde bu uluslararası sınırların dışına çıkmak mümkün olmasa da verimi arttırmak mümkün. Son dönemde bu yönde de çalışmaların yoğunlaştığı görülüyor. Afyon’daki fabrikada yılda ortalama 85 ton ham morfin üretildiğini söyleyen TMO Genel Müdür Yardımcısı Cihan Soyal, tohum ve alkaloid verimini arttırıp kapsüldeki morfin oranını yükseltmek üzere Ar-Ge çalışmaları yaptıklarını söylüyor.
Kabuğu TMO’ya, tohumu tüccara
Bölgesine göre kendileri için belirlenen kota çerçevesinde üretim yapan üreticiler için tek gelir kaynağı haşhaş kapsülleri değil. Bitkinin tohumu da gıda kaynağı olarak değerlendiriliyor. Kapsüllerin kg fiyatını belirleyen kurum TMO iken, haşhaş tohumunun fiyatı ise piyasa koşullarına göre değişim gösteriyor. Bu yıl 15-20 TL’den açılan fiyatlar üreticiler için şimdilik olumlu bir seyir izliyor.
Bitkinin dış kabuğunu, yani kapsülünü ayrıştırma işleminden dolayı “haşhaş kırımı” olarak anılan hasat süreci tam da bugünlere rastlıyor. Şu günlerde üreticiler topladıkları kapsülleri TMO’ya ulaştırırken, tohumları ise serbest piyasadaki tüccarlara satmakla meşgul. Ev yemeklerine kattığı lezzetle bilinen bu tohumların hem ham hali hem de yağı pek çok tüketici için aranan ürünler arasında geliyor.