Kabuğundan elde edilen iki etken madde sayesinde antepfıstığının atıkları artık çöpe değil ilaç sanayisine gidecek.
Türkiye’nin ABD ve İran’dan sonra en büyük üçüncü üreticisi olduğu antepfıstığı uzunca bir süredir kimya endüstrisinin de radarında. Meyvenin kabuğunda bulunan PNSL isimli yağın tedavi edici potansiyeline dikkat çeken araştırmacılar şimdi bu potansiyeli gerçeğe dönüştürmeye hazırlanıyor.
Kilis 7 Aralık Üniversitesi’nde 3 yıldan beri antepfıstığının atık materyallerini değerlendirme ve kimyasal birleşimini belirleme yönünde çalışmalar yürütülüyor. Bu kapsamda ürünün kabuğundan üretilen yağda, kimya sanayisinde önemli yeri olan “shikimic” ve “anacardik” asit elde edildi. Şimdi ise hedefte bu iki endüstriyel hammaddenin ilaç sektörüne kazandırılması var.
Domuz ve kuş gribine karşı
Uzakdoğu ülkelerinde yıldız anasonu bitkisi shikimic asit üretiminin en önemli bitkisel kaynağını oluştururken, anacardik asidi ise Hindistan ve Afrika ülkelerinde yetişen kaju meyvesinden elde ediliyor. Türkiye’de antiviral ilaçların üretiminde kullanılan shikimic asit büyük oranda Çin’den ithal ediliyor.
KİYÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Çakır, antepfıstığı kabuğunun bu alanda yıldız anasonu bitkisinden daha yüksek potansiyel taşıdığını söylüyor. Çakır, “Domuz ve kuş gribi tedavisinde kullanılan shikimic asit, yıldız anasonu meyvelerinden yüzde 8-9 oranında saflaştırılırken, biz bu maddeyi yüzde 14 verimle antepfıstığı kabuğundan ürettik” diye konuşuyor.
Kaju fıstığına alternatif olacak
Kaplama, gemi inşaatı ve boya endüstrisinde de kullanılan PNSL yağı içeriğiyle antepfıstığının kaju fıstığına alternatif olacağını söyleyen KİYÜ Öğretim Üyesi Evrim Baran Aydın ise, “Kimya endüstrisinde yaygın kullanılan bir hammadde olan kardoneller şu anda kaju kabuğundan üretilip CNSL adıyla ticari olarak satılıyor. Bu çalışmanın önemli kısmı ise antepfıstığının yumuşak dış kabuğundan kardonellerin saflaştırarak elde edilmesi” diyor.
Kalan kısım gübre olarak kullanılabilir
Söz konusu iki hammaddenin ekonomiye kazandırılmasının antepfıstığı üretilen bölgelerin kalkınmasına katkı sunacağını söyleyen Ahmet Çakır, meyvenin kabuğundaki bu maddeler ayrıştırıldıktan sonra geriye kalan kısmın gübre olarak da değerlendirilebilecek hale geleceğine dikkat çekiyor.