Geçtiğimiz yılın verilerine göre Türkiye buğday, pirinç, mısır, soya ve diğer hububatlarda kendi ihtiyacını karşılayamıyor. Üretimin tüketim düzeyini yakaladığı tek ürün ise şekerpancarı.
Ekonomide zorlu bir yıl geride kalırken 2018 yılı boyunca tarım da hem ekonominin genel seyri hem de kendi iç dinamiklerinin yarattığı sorunlarla boğuştu. Bitkisel üretimin lokomotifi olan buğdayda düşen üretim, soğan ve patateste yaşanan fiyat krizi ve şeker fabrikalarının özelleştirilme süreci en çok konuşulan konular oldu.
Tüm bu tartışmaların odağında hep tarla bitkilerinin olması dikkat çekici. Coğrafya ve tarım geleneği itibariyle hububat üretimiyle özdeş ülkelerden biri olarak Türkiye’de sorunların en yoğun şekilde bu alanda yaşanması üretimin geleceğine dair umutları kıran cinsten.
Ticaret dengesi eksi düzeyde
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) istatistikleri Türkiye’nin hububat ve yağlık bitkilerde olması gereken konuma nasıl uzak düştüğünü gözler önüne seriyor. 2018 verilerine göre Türkiye yağlık tohumların yanı sıra buğday, mısır, pirinç, soya ve diğer hububatlarda ihtiyacından daha azını kendisi üretiyor. İthalatın ihracattan daha fazla bu ürünlerin tümünde ticaret dengesi eksi düzeyde.
En çok üretilen ve tüketilen tarla bitkisi olarak buğdayda 22 milyonu bulan üretim 23,3 milyon ton olan tüketimin gerisinde kalırken, yaklaşık 4,1 milyon tonluk ihracata karşılık 5 milyon tonluk ithalat yapılıyor. 6,3 milyon ton üretime karşılık 8 milyon ton tüketimi olan mısırda da bu fark 1,7 milyon ton oranında bir ithalatla karşılanıyor.
En büyük açık yağlı tohumlar ve soyada
Üretim-tüketimdeki açığın en büyük sorunu yarattığı alan ise uzun yıllardır olduğu gibi yine yağlık kaynağı tarla bitkileri. Toplam üretimin 2 milyon düzeyinde olduğu yağlı tohumlarda bu oran ülke içi tüketimin 800 bin ton gerisinde kalıyor. Dış ticaret dengesi eksi 2,6 milyon ton olan soya ise Türkiye’nin tarım ve gıda sektöründe başat bir rolü olmasa da rakamların en dramatik düzeyde olduğu ürün olarak dikkat çekiyor.
Şekerpancarından “kendine yeterlilik” dersi
Türkiye tarımının kurumsallaşmayı ve planlı üretimi en doğru şekilde gerçekleştirebildiği ürün olan şekerpancarı ise adeta bu olumsuz tabloyu tek başına kurtarmayı başarıyor. Özelleştirme sürecinin yarattığı çalkantılara karşın yaklaşık 17 milyon ton hasat ile üretime katkı sunan şekerpancarı, Türkiye’nin şeker üretiminde kendine yeterliliğini sağlamış durumda. 2 milyon 471 bin tonluk tüketime karşılık 2 milyon 479 bin ton üretim yapılan şeker endüstrisinde ithalat ve ihracat ise sembolik düzeyde.