tarlasera.com Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde Urla Şarapçılık’tan Cansu Hartevioğlu ile kadınların tarımın tüm çehresini değiştirecek olan gücünü konuştu.
Tarım sektörü toplumda erkek baskınlığının ve bunun yarattığı sorunların en çok hissedildiği iş alanlarından biri. Oysa tarladan başlayarak üretim zincirinin tüm aşamalarında kadınların yarattığı her bir değer, en başta nitelik olarak fark yaratıyor. Kadınların giderek daha çok ağırlıklarını koyduğu her alana birer “özen” mührü basılmış oluyor.
Urla Şarapçılık’ta Bağ Danışmanlığı görevini yürüten şarap uzmanı Cansu Hartevioğlu, bağcılık ve şarap sektöründeki kariyeriyle bu başarının örneklerinden birini veriyor. 500 dönümlü bir bağda yine kadınların ağırlıkta olduğu bir ekip ile çalışan Hartevioğlu, “Tarımda kadınların etkisi arttıkça birçok güzellik ortaya çıkacak. Bugün yaşadıklarımız sadece bir başlangıç” diyor.
Özel olarak bağcılık ve şarapçılık alanında bir kadın yönetici ya da üretici olarak çalışmanın getirdiği zorluklar neler?
Elbette bu sektörde kadın olmak çok zor. Hem bağcılık hem de genel olarak tarım erkek üstünlüğünün olduğu bir alan. Örneğin bazen benim gibi kadın bir danışmanla çalışmak bazıları için zor gelebiliyor. Ama yıllar içinde tecrübenizle ve gösterdiğiniz kolaylıklarla bu algıyı değiştirebiliyorsunuz. Kadınların elinden çıkan bağların ne kadar derli toplu olduğunu gördüklerinde erkekler de artık geri çekilmeyi tercih edebiliyor. O zaman cinsiyet ayrımı da ortadan kalkıyor. Yani bunu kaldırmak biraz da bizim elimizde.
Kadın tarım işçileri için çalışma hayatı erkeklere göre nasıl farklılaşıyor?
Bağcılık işgücü olarak da kadınların çok az olduğu bir saha. Ben ise bir kadın yönetici olarak yine kadınlarla çalışmayı seviyorum. Onların el emeğini, titizliğini ve özenini daha değerli buluyorum. Şu anda kendi bağlarımızda 50 tane kadın çalışan var. Bu sistemde ne yazık ki kadın ve erkeklerin aldığı yövmiyeler bile farklıdır. Örneğin kadınlar 60 TL alırken erkekler 80 TL alır. Ama bizde, ne iş yaparsa yapsın kadın ve erkek eşit ücret alıyor.
Kadınların emeği ve çalışma tarzları sahada ne gibi farklılıklar yaratıyor?
Bağcılık sadece üzüm toplamak değil; aslında bu işin bir ruhu var, çokça emek isteyen çeşitli aşamaları var. Kadınlar tüm bu işlere çok daha estetik bir gözle yaklaşıyor ve ortaya çok daha güzel sonuçlar çıkarıyor. Kadınlar doğaları gereği daha üretken. Ve bu üretkenlik bize iyi anlamda yansıyor. Erkekler gibi işe sadece ticari anlamda değil, bütünüyle tutunmayı seviyoruz. Tarımı tüm boyutlarıyla görebiliyoruz; hava, su, her sene yaşanan farklı sürprizleri daha iyi gözlemliyoruz. Bu sürprizleri iyi şeylere çevirmek de kadınlar için çok daha kolay.
Özel olarak bu sektörde artık kadınların ağırlığının arttığını söyleyebilir miyiz?
Artık bizim gibi şarap sektöründe o kadar çok kadın işin içinde ki. Örneğin Urla’da birçok şaraphanenin sahibi kadındır. İşgücüne gelirsek, örneğin 80 yaşında bağda çalışan kadın işçimiz var ve çok başarılı şekilde çalışıyor. Kadınlar motive oldukça daha güç işleri başarıyorlar. Sadece bağcılıkta değil, örneğin bizim bölgemizde bamya, domates, enginar gibi alanlarda kadınları devreye soktuğunuzda çok daha güzel bakış açıları sağlanıyor.
Türkiye’de, dünyada, kadının damga vurduğu bir tarım neleri değiştirecek?
Bir kere birçok güzellik ortaya çıkacak. Çünkü iş artık ticari güdülerden çok, neye katkınız varsa onunla değer yaratmaya dayanacak. Kadın dediğimiz ufacık bir tohumla koca bir tarlayı kendine getirebilen insandır. Önce inanmak gerekiyor, çünkü kadınlar bu işi çok güzel yapabiliyor. Artık dünyanın birçok yerinde kadınlar özellikle şarap ve bağcılık konusunda uzmanlaşmış durumda. Yalnızca işçi olarak değil, örneğin kadın ziraat mühendisleri de sahalara daha çok indikçe bu dönüşüm yavaş yavaş yaşanmaya başladı. Ben de “bu sadece başlangıç” diyorum.