ABD’nin çekilme kararına karşın G20’nin diğer bileşenleri iklim değişikliğine karşı ortak politikada ısrarcı olacağını açıkladı. Zirvenin tarım gündeminde ise Afrika’da yapılan tarımsal yatırımlar vardı.
Avrupa Birliği Komisyonu ile dünyanın en büyük ekonomilerine sahip ülkelerini bir araya getiren G20 zirvesi sona erdi. İklim değişikliği politikalarının öncelikli gündem olduğu zirvede tarım ve gıdanın geleceği de ana konulardan biriydi.
Geçtiğimiz aylarda Trump yönetimindeki ABD hükümetinin küresel iklim değişikliğine karşı bir dizi önlemi içeren Paris Anlaşması’dan (UNFCCC) çekileceği açıklaması Avrupa Birliği başta olmak üzere pek çok ülkeden tepkilere yol açmıştı. ABD’nin bu kararını yeniden ele alması beklenirken gözler de Almanya’nın Hamburg kentindeki G20 zirvesine çevrilmişti.
Paris İklim Anlaşması sera gazı emisyonlarının azaltılması için ülkelerin enerji politikalarında köklü değişikliklere gidilmesini öngörüyor.
ABD neyin altından imzasını çekti?
Ancak beklenen olmadı ve Cumartesi günü tamamlanan görüşmelerin ardından ABD’nin G20 üyesi diğer 19 ülkenin aksine Paris Anlaşması’nda 2020 yılından itibaren yer almama kararı değişmedi. 2016 Nisan ayında imzalanan antlaşma, iklim değişikliğine yol açan sera gazı emisyonlarının azaltılması ve ülkelerin enerji politikalarında sürdürülebilir bir çevre ve tarı lehine önemli değişiklik yapılmasını öngörüyor.
Tarımda serbest ticaretin önünde engeller var
Bu yılki G20’nin üç ana temasından sonuncusunu oluşturan Sorumluluk Üstlenmek başlıklı oturumda ise küresel çapta tarım ve gıda tedariki ele alındı. Tartışmaların en dikkat çekici yönünü ise uluslararası ticaret konusu üzerine söz alan Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun konuşması oluşturdu. Trudeau, pek çok sektörün aksine tarım alanında serbest ticaretin önünde ciddi engeller olduğuna vurgu yaptı.
Afrika için tarımsal “Marshall Planı”
G20’deki tarım tartışmalarının merkezinde ise Afrika’daki tarımsal gelişim ve kıtada son yıllarda hızla artan tarımsal yatırımlar oldu. Kıtanın tek temsilci ülkesi olarak Güney Afrika’nın yer aldığı zirvede Almanya’nın gündeme getirdiği “Afrika için Marshall Planı” kıtadaki tarım yatırımlarının geliştirilmesine odaklanıyor.
2. Dünya Savaşı sonrası ABD’nin dış ülkelere yaptığı fon yardımına gönderme yapan ismiyle “Marshall Planı”, geniş tarım arazileriyle yüksek üretim potansiyeli bulunan Afrika ülkeleriyle işbirliğinin güçlendirmeyi hedefliyor.
Refah mı yokluk mu getirecek?
G20 süresince ve zirvenin hemen ardından yapılan yorumların odağında da Afrika’yı merkeze alan bu strateji yer aldı. Kıtadaki nüfusun gıda güvencesine kavuşması için söz konusu yönelimin hayati olduğu görüşünün yanı sıra bunun aksi yönde yorumlar da dikkat çekiyor. Afrika devletlerinin tarıma yönelik desteklerinin özel sektör tarafından kullanılmasının bu ülkelerde gıda arzını ve gelir adaletini riske atabileceği de dile getiriliyor.
Türkiye Afrika’da tarım yapan ülkelerden biri
G20’nin bileşenlerinden biri olan Türkiye de son yıllarda ABD, Birleşik Krallık ve Hindistan ile birlikte Afrika’da tarımsal arazi kiralayan ve üretim yapan ülkeler arasına katıldı. Özel sektörün yanı sıra TİGEM gibi kuruluşların yatırım alanları arasında Sudan ve Cibuti gibi ülkeler bulunuyor.