Kanserojen olduğu açıklanan palm yağı dünyada en çok tüketilen bitkisel yağ. Ancak Avrupa’da biyoyakıt üretimine ağırlık verilirken Türkiye’de gıda amaçlı kullanım artıyor.
Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) palm yağının kanserojen özellik taşıdığını duyurdu. Uzun araştırmaların sonucunda yapılan bu açıklama pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de gündeme oturdu.
Tartışmalar tek bir hazır gıda markası üzerinde odaklansa da, palm yağı pek çok hazır gıda ve kozmetik ürününde yer almanın yanı sıra biyoyakıt olarak da rağbet görüyor. Nitekim palmiye meyvesinden elde edilen bu yarı-katı yağ türü bugün dünyada en çok tüketilen bitkisel yağ konumunda!
Pazarın yarısından fazlasını elinde tutuyor
Dünya nüfusu yılda 50 milyon tonun üzerinde palm yağı tüketirken bunu 42 milyon ton ile soya yağı, 25 milyon ton ile de kanola yağı takip ediyor. Palm yağı, bitkisel yağ ihracat pazarında ise yüzde 55’lik paya sahip. Söz konusu gıda olduğunda palm yağına en çok başvurulan ürünler margarin, şekerleme, çikolata, atıştırmalık ve bisküvi.
AB palm yağını biyoyakıta dönüştürüyor
Yalnızca Endonezya ve Malezya dünya palm yağı üretiminin yüzde 85’ini karşılıyor. Avrupa Birliği yılda 6,6 milyon ton ile palm yağı ithalatında Hindistan’dan sonra ikinci sırada. AB’de palm yağının yüzde 45’i biyoyakıt amaçlı kullanılıyor. Nitekim Avrupa’da 2010 sonrası yüzde 34 oranında büyüyen biyoyakıt endüstrisi bunu palm yağına borçlu.
Margarin, şekerleme ve kozmetik ürünlerinde
AB’de palm yağının yüzde 34’ü ise gıda amaçlı kullanılıyor. En büyük ihracatçı Hollanda’da margarin endüstrisi bu açıdan ilk sırada. İkinci sıradaki Almanya’da ise şekerleme ve kozmetik ürünleri ön plana çıkıyor. Palm yağı elektrik ve ısıtma sistemlerinin yanı sıra hayvan yemi olarak da kullanılıyor.
Türkiye ithalatta Avrupa üçüncüsü
Türkiye’de de palm yağı tüketimi hızla artıyor. 2015’te 400 bin ton olan ithalatın 2016’da 650 bin tona yükseldiği tahmin ediliyor. Bu rakamlar Türkiye’yi Hollanda ve Almanya’dan sonra Avrupa’nın en büyük ithalatçısı yapıyor.
Diğer yağlar rekabette zorlanıyor
Ancak Türkiye’deki durum Avrupa’dan biraz farklı. İthal edilen palm yağının neredeyse tamamı gıdaya yönelik. Yılda toplam 1,7 milyonluk bitkisel yağ tüketimi düşünüldüğünde, yüzde 38 ile palm yağının en büyük paya sahip olduğu görülüyor. Bu tüketimin tamamen ithalata dayanması diğer bitkisel yağların rekabetini de zorlaştırıyor.
Gıda amaçlı kullanım düşüşe geçti
Avrupa ise gıda amaçlı palm yağıyla arasına mesafe koymaya başladı. Avrupa Palm Yağı Ortaklığı (EPOA) verilerine göre gıda amaçlı palm yağı kullanımı son 6 yıldır kademeli olarak azalırken, biyoyakıt endüstrisi ağırlık kazanıyor.
Sürdürülebilir palm yağı devri
Öte yandan, fosil yakıtlara oranla çevreci bir alternatif olsa da, ihracatçı ülkelerde sürekli genişleyen palmiye arazileri yağmur ormanlarını tehdit ediyor. Palm yağı üretiminde sürdürülebilir yöntemler bu nedenle geliştirildi. İthalatının yüzde 57’sini sürdürülebilir palm yağına çeviren AB’de hedef 2020 itibariyle bu oranı yüzde 100’e çıkarmak.