Çocukluğu Anadolu’nun farklı şehirlerinde geçen Tarık Akan, sanat yaşamında da kırsal kesimde yaşanan gerçekliğin anlaşılmasını ön planda tutmuştu.
Yıl 1970… Türkiye’de sinema sanatının altın yılları başlamıştır. Türk sinema tarihine geçecek pek çok büyük yeteneğin ilk kez kendini göstermeye başladığı bu dönemde, “jön” rolleri için yetenek kadar dış görünüş de önemlidir. Ve Ses dergisinin her yıl düzenlediği oyunculuk yarışmasına o yıl yakışıklılığıyla dikkat çeken 21 yaşında bir genç katılır.
Oyunculuk yeteneği dış görünüşünü bile geride bırakan Tarık Üregil isimli bu genç yarışmada birinciliği kazanır. Aslında Gazetecilik mezunu olan Tarık Üregil’in “Tarık Akan” ismiyle bir Yeşilçam efsanesine dönüşen aktörlük kariyeri de böylece başlamış olur.
Jönlükten toplumcu sinemaya geçiş
Dönemin ruhunu yansıtan Sev Kardeşim, Tatlı Dillim, Ah Nerede gibi filmlerdeki başrolleriyle kısa zamanda Türk sinemasının en önemli jönü haline gelen Tarık Akan 70’li yılların ortasında radikal bir karar alır. Romantik-komedi filmleriyle özdeşleşen kariyerini artık toplumsal içerikli filmlerle devam ettirecektir. Toplumcu gerçekçi sinemanın ustası Yılmaz Güney ile yollarının kesişmesi de bu döneme denk gelir.
Ziraat mühendisini canlandırmıştı
Güney’in 1978 yılında çektiği Sürü, Tarık Akan’ın bu değişimini gözler önüne süren ilk film olur. Akan, aynı yıl başrolünde yer aldığı Kanal filminde ise bir Anadolu kasabasına atanan genç bir kaymakamı canlandırır. Yaşamını çeltik tarımından kazanan köylülerin sorunlarına tanık olan kaymakam, sonunda ağalık düzeninin adaletsizliğine karşı köylülerin yanında her alır.
Tarık Akan 1979’da rol aldığı Seninle Son Defa filminde ise Kıbrıs’ta görev yapan bir ziraat mühendisini canlandırır. Senaryosunu Selim İleri’nin yazdığı bu film Türk sinema tarihinde başrol karakterinin bir ziraat mühendisi olduğu belki de tek filmdir.
Yol’un başarısının sırrı
12 Eylül darbesi sonrasında yargılanan ve bir süre tutuklu kalan Tarık Akan, kariyerinin zirvesine ise yine Yılmaz Güney’in yönettiği Yol filmiyle ulaşır. 1982 yılında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü alan Yol, yalnızca Türkiye değil dünya sinemasına da altın harflerle kazınır. Festivalde Akan da En İyi Erkek Oyuncu ödülüne aday gösterilir. 1999’a kadar Türkiye’de gösterimi yasaklı olan Yol, darbe sonrası yaşanan baskı ortamının yanı sıra kırsal kesimdeki sosyal-ekonomik çelişkileri de yakıcı bir şekilde gözler önüne serer.
“Anadolu insanını tanıyın”
Çocukluğu Kayseri, Erzurum, Kars gibi Anadolu’nun farklı şehirlerinde geçen Akan, sanat yaşamında da yine Anadolu insanının yaşadığı sorunları ön plana koymuş, son söyleşisinde de “Tek derdim onların ekonomik, kültürel ve düşünsel yapılarının iktidarlar tarafından da anlaşılabilmesiydi” demişti. tarlasera olarak 16 Eylül sabahı zamansızca aramızdan ayrılan Tarık Akan’ı saygıyla anıyoruz.