FAO, 2050 yılına kadar artan dünya nüfusuna bağlı olarak yüzde 60 daha fazla gıda üretilmesi gerekeceği tahmininde bulunuyor. Bundan hareketle bilim insanları, dayanıklı ve mevcut koşullara uyum sağlayabilen mahsul çeşidi arayışına girdi.
Bilim insanları, dünyada kritik öneme sahip mahsullerden biri olan buğday için çalışmalar yürütüyor. Kuraklık ve aşırı sıcaklık gibi hava koşullarına dayanıklı buğday çeşitlerinin yıllık verimi artırabileceğine inanıyor. Küresel iklim değişikliğinin etkilerine çözüm bulmak amacıyla, bilim insanlarından oluşan bir ekip eski müze arşivlerini inceliyor. Londra Doğa Tarihi Müzesi'nin arşivleri, yaklaşık 12 bin buğday örneğine ev sahipliği yaparken, araştırmacılar daha sert çeşitlerin genomlarını sıralamaya çalışıyor. Dünyanın sıcak ve kuru bölgelerinden gelen yabani buğday örneklerinden elde edilen genomların, daha dayanıklı çeşitlerin üretilmesine yardımcı olabileceği tahmin ediliyor. John Innes Center'da çalışan bilim insanlarının, benzer düşüncelere sahip araştırmacılardan oluşan uluslararası bir ekiple iş birliğinden elde edilen, asırlık buğday çeşitleriyle modern buğday çeşitlerini melezleme çalışmalarının başarılı olduğu belirtiliyor.
Yükseklik azaltıcı gen keşfedildi
Bilim insanları, buğday tohumlarının toprağın daha derinlerine ekilmesine izin veren bir yükseklik azaltıcı gen (Rht13) keşfetti. Bu keşfin bitki köklerinin daha fazla neme erişmesini sağlayacağı düşünülüyor. Detayları Proceedings of the National Academy of Sciences'da yayınlanan çalışmaya göre, üreticilere iklime daha dayanıklı buğday yetiştirmelerine olanak tanıyan bir genetik belirteç sunulabilecek. Bilim insanları, yeni araştırmalar ve keşiflerle, üreticilerin bitki üzerine kumar oynamak zorunda kalmayacakları bir üretim süreci geçirebileceklerine inanıyor.