İklim krizinin etkileri daha keskin hale geldikçe, dünyanın dört bir yanındaki üreticiler, eski mahsulleri yeniden keşfediyor. Aynı zamanda kuraklık veya salgın hastalıklar karşısında daha dayanıklı olabilecek yeni genotipler geliştiriliyor.
Bilim insanları, insanlık tarihi boyunca 6.000'den fazla farklı bitki türünün yetiştirildiğine inanıyor. Ancak zamanla, üreticiler yüksek verimi olan ürünleri ekmeye yöneldi. Bugün sadece çeltik, buğday ve mısır insanların temel ihtiyaçlarının neredeyse yarısını sağlıyor. Az sayıda ürüne olan bu bağımlılık tarımı, zararlılara, bitki kaynaklı hastalıklara ve monokültürde gelişen toprak erozyonuna karşı savunmasız hale getiriyor. Aynı zamanda, diğer mahsullerin kuraklıktan ve diğer doğal afetlerden sağ çıkmada gösterdiği direnci kaybetmesine yol açıyor.
İklim değişikliğinin kuşattığı bir dünyada kuraklığa dayanıklı mahsullerin nasıl oluşturulacağına dair araştırmalar sürüyor. Yüksek stres seviyeleri altında kabul edilir bir verim sağlayabilecek yeni mahsul türlerini belirleme süreci uzun yıllar alabiliyor. Çeltik, buğday ve mısırın ötesinde, küresel ısınma ve kuraklığın gölgesinde üreticiler bu sorunun çözümü olarak, yüzyıllardır ekilen beş ürüne yöneliyor.
Afrika’nın kurtarıcı bitkileri: Fonio ve amaranth
Afrika ve Asya'da amaranth, uzun zamandır sebze olarak yenilirken, Amerika’nın yerlileri bitkinin tohumunu tüketiyorlardı. Amaranth bitkisi, dokuz temel amino asidin hepsine sahipt ve güçlü bir protein kaynağı. Yeni bir ürün değil, topluluklar iklim krizine adapte olurken yeniden canlanan bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. Bugün, Guatemala, Meksika ve ABD'deki yerli üreticiler, bu kuraklığa dayanıklı mahsulü yetiştirmek için işbirliği yapıyor.
Fonio, Afrika'nın en eski ekili tahılı olarak kabul ediliyor. Binlerce yıldır Batı Afrika'daki üreticiler, tadı kuskus veya kinoayı andıran, biraz daha besleyici bir tür darı olan fonio ürününü yetiştirdi. İklim değişmeye devam ettikçe fonionun kuraklığa direnci ve fakir topraklarda yetişme kabiliyeti, onu su kıtlığı çeken bölgelerde göze çarpan bir ürün haline getiriyor. Avrupalılar bir zamanlar fonioyu "aç pirinç" olarak adlandırırken, günümüzde Avrupalı şirketler kendi foniolarını üretiyor.
Tropikal mahsulün soğuk iklime adaptasyonu
Börülce, Amerika'ya gelmeden çok önce, Batı Afrika'da insan tüketimi için yetiştiriliyordu. Son yıllarda ABD'de börülce üretimi azalmış olsa da, bu mahsul Afrika için oldukça önemli. Tarihsel olarak insanlar çoğunlukla börülce tohumlarını yemiş olsalar da, yapraklarının ve baklalarının da iyi bir protein kaynağı olduğu biliniyor. Börülceler kuraklığa karşı oldukça toleranslı olduklarından, iklim değişikliğinde üreticinin alternatif mahsulü haline geliyor.
Türkiye’de gölevez olarak da bilinen taro bitkisi, Güneydoğu Asya ve Polinezya'nın tropik bölgelerinde uzun zamandır patatesten farklı, kök sebze olarak yetiştiriliyor. Ancak yükselen sıcaklıklar, mahsulün doğal ortamlarında ekimini tehdit ettiğinden, ABD’deki üreticiler bitkiyi adapte etmeye çalışıyor. Çünkü taro, ABD kışlarının soğuğunda hayatta kalamıyor. Bugün, Kore, Filipinler, Hawaii, Çin ve Porto Riko’da sekiz çeşit taro yetiştiriliyor.
Orta buğday çiminden, kernzaya geçiş
Birçok alternatif ürün, nesiller önce dünyanın başka bir yerinde yetişen bitkiler olsa da, diğerleri özellikle iklim değişikliğine dayanacak şekilde yetiştiriliyor. 1980’lerde araştırmacılar, tahıl üretiminin çevresel etkilerini en aza indirmek amacıyla, çok yıllık bir tahıl mahsulü olarak orta buğday çimi adı verilen buğday benzeri bir çim tanımladı. 2019 yılında, sürdürülebilir tarıma odaklanan bir araştırma kuruluşu, üreticilerin resmi ıslah programından tohum satın aldıklarını bilmelerini sağlamak için orta buğday çiminden geliştirilen ve ticari markalı bir tahıl mahsulü olan kernzayı tanıttı. Araştırmacılar hala tahılın verimini artırmak için çalışsalar da, Minnesota, Kansas ve Montana'daki üreticiler bugün yaklaşık 4.000 dönümlük alanda Kernza yetiştiriyor.