Ekim alanlarını günden güne artan yerfıstığı kısa sürede Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’da ürün deseninin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Ziraat mühendisi Akın Apaydın, ürünün özellikle Gaziantep bölgesinde yakaladığını başarının sırrını tarlasera.com ile paylaşıyor.
Yerfıstığının adı bugünlerde yeni tip bir gıda sahtekarlığı ile gündeme düştü. Farklı bölgelerde, tüketiciyi aldatarak kazanç sağlama amacındaki bazı kişilerin “çam fıstığı” adı ve görüntüsü altında yerfıstığı satışı yaptığı bildirilirken, yetkililer de tüketicileri bu fırsatçılara karşı uyarıyor.
Böylesi bir fırsatçılığın altında çam fıstığının kilogram fiyatı 800 TL’yi bulan bir ürün olması yatıyor. Ancak bu elbette apayrı bir ürün olan yerfıstığının değersiz bir olduğu anlamına gelmiyor! Tam tersi; giderek artan talep ve pazar değeriyle yerfıstığı Türkiye tarımının yıldızı parlayan ürünlerinden biri.
Çerezlik bir gıdadan çok daha fazlası!
Özellikle Batı Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’da tarımsal dokunun ayrılmaz bir parçası haline gelen yerfıstığının asıl gündemi ise bunlardan çok farklı. Bugünlerde birinci ürün ekim sürecinin sonuna yaklaşan yerfıstığı, başta Çukurova olmak üzere yetiştiği bölgelerde ekim alanlarını giderek arttırırken, her geçen gün daha fazla üreticinin ilgisi de kendisine çeviriyor.
Danesinde bulunan yüzde 20-25 protein, yüzde 40-45 yağ ve yüzde 18 karbonhidrat değerleriyle, ve elbette ki lezzetiyle tüketicilerin gözünde vazgeçilmez bir atıştırmalık olarak yer edinen yerfıstığının tek kullanım alanı bu değil. Aslında ürünün doğrudan insan beslenmesine yönelik olarak kullanılan kısmı dünya genelindeki üretimin yalnızca yüzde 41’ini oluşturuyor.
Yalnızca danesi değil sapı da katma değer sağlıyor
Bunun haricinde yerfıstığı gıda endüstrisi için de kilit ürünler arasında. Margarin, bisküvi, sos ve diğer unlu mamullerin üretiminde ürüne bolca başvuruluyor. Yine dünya genelinde hasat edilen yerfıstığının yüzde 10’u da ya tohumluk olarak ya da hayvan beslenmesi amacıyla değerlendiriliyor.
Ürünün hayvancılığa yalnızca daneleriyle de sınırlı değil. Bitkinin sapları da yaklaşık yüzde 11 oranındaki protein içeriğiyle değerli bir kaba yem kaynağı. Yani yerfıstığı özel kılan asıl şey, üreticisine hem kapsüllerini hem de sapını katma değer haline getirerek kazanç elde etme fırsatı vermesi.
Adana’dan Şırnak’a…
Bu fırsatın en çok değerlendirildiği illerin başında 2020 yılında 250 bin dekarda yerfıstığı üretilen Adana geliyor. Hem birinci hem de ikinci ürün olarak ekilen fıstığa tarım arazilerinde en çok yer ayıran ikinci il ise 140 bin dekar ile Osmaniye. Son yıllarda bitkisel üretimde “ben de varım” diyen Şırnak da bu çıkışını büyük oranda Silopi ilçesinde 60 bin dekarda üretilen yerfıstığına borçlu.
Üretimde ciddi bir ivme kazanan diğer bir il ise adını verdiği antepfıstığı ile özdeş olan Gaziantep. Geçtiğimiz sezon Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde yaklaşık 13 bin dekarda yerfıstığı ekimi yapıldığı bilgisini veren Ziraat Mühendisi Akın Apaydın, bu yıl ise il genelinde ekili arazilerin 30 bine kadar çıkmasını beklediklerini söylüyor.
Hem doğal hem de teknolojik koşullar avantaj sağlıyor
Bu hızlı artış elbette bölgenin ürün kalitesinde yakaladığı başarıdan kaynaklı. Baklagiller grubuna ait, yazlık tabiatlı yağlı tohumlu bir bitki olarak tanımlanan yerfıstığı için Gaziantep’in mevcut ikim ve arazi yapısı adeta biçilmiş kaftan. Bitkiye bakir olan ve fıstığın ihtiyaç duyduğu elementler bakımından zengin olan bu toprakların üretimi verimli ve kârlı hale getirdiğini dile getiren Apaydın’a göre, hava sirkülasyonun yüksek ve bağıl nemin düşük olması da diğer avantajlar.
Yerfıstığını Gaziantep özelinde anlamlı kılan faktörler yalnızca doğal koşullar da değil. Bölge genelinde yağmurlama ve damla sulama sistemlerinin yaygın olduğunu hatırlayan Apaydın, “Bu durum hastalık ve zararlı popülasyonu üzerinde baskılayıcı etki yaratarak zirai ilaç girdilerini azalttığı gibi, ekolojik kirliliğin de önüne geçerek daha sağlıklı ürünlerin üretimini mümkün kılıyor” diyor.
Kurutmalık bibere alternatif haline geldi
Tüm bu koşulların bir araya gelmesiyle yakalanan başarı rakamlara da net olarak yansıyor. Türkiye genelinde dekar başına ortalama 390 kg olan yerfıstığı verimi bölgede 600 kg’ye ulaşmış durumda. Bu da ürünü ticari olarak ciddi bir güç haline getiriyor. Yerfıstığının ürün desenine katılmasıyla bölgedeki tarım topraklarının sulanabilir kısmında kurutmalık bibere alternatif hale geldiğini söyleyen Apaydın, “Bu sayede, biber ekim alanlarında aşırı artışla doğabilecek arz-talep dengesizliklerine bağlı fiyat düşüşleri de engellenmiş olacak” diye konuşuyor.
Uzman desteği ve kârda istikrar zorunlu
Ancak tarımdaki her yeni yönelimde olduğu gibi, yerfıstığının bölgede kalıcı hale gelebilmesi için de riskleri göze alarak dikkatli bir yol izlemek gerek. Bunun için öncelikli hedef kârlılıkta istikrarın sağlanması. Ayrıca halen acemisi olunan fıstık yetiştiriciliğinde üreticinin ihtiyaç duyduğu teknik desteğe ulaşması gerektiğini vurgulayan Apaydın, “Ziraat mühendisleri olarak sürdürülebilirlik ilkesi ve olası verim ve kalite kayıplarını engelleyerek verimliliği ve kârlılığı arttırma gayesiyle üreticilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” diyor.