tarlasera
tarlasera SATIN AL
Kapat

27.02.2021

Yeni GDO kararları ne anlama geliyor?

Yeni GDO kararları ne anlama geliyor?

İthalatına izin verilen GDO’lar listesi bu yıl ikinci kez değişti. Ancak yaygın inanışın aksine, Türkiye’deki onuncu yılında da GDO’lar “tarımı ele geçirmek”ten pek uzak! İlginç olan ise, izin verilen çeşitlerin yasaklanması gündemde olan glifosat ile olan bağlantısı.

Tarım hem yaşamın bu denli ayrılmaz bir parçası olup hem de en çok bilgi kirliliğinin yaşandığı konulardan biri. Özellikle 2000’li yıllarda bu bilgi kirliliğinin en içinden çıkılmaz hale geldiği alanı ise hiç şüphesiz transgenetik ürünler, nam-ı diğer genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) oluşturuyor.

Ticari düzeyde ilk olarak 90’lı yıllarda tarım alanlarıyla buluşmaya başlayan GDO’lar özellikle mısır, pamuk ve soya gibi ürünlerde küresel boyutta büyük bir hızla yaygınlaşsa da hararetle tartışılmaya devam ediyor. Türkiye’de de ilk genetiği değiştirilmiş tohum ithalatının yapıldığı 2011 yılından bu yana benzer bir durum yaşanıyor.

Bilimsel bilginin genelde en az rağbeti gördüğü bu tartışmalar GDO ithalatına dair her yeni kararda tekrarlanıyor. Tıpkı bugünlerde olduğu gibi… 23 Ocak’ta belli tohum çeşitlerinin ithalatına dair Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan düzenleme ile yeniden kıvılcım bulan “GDO ateşi”, tam bir ay sonra bugün itibariyle yayımlanan yeni bir kararla birlikte bir süre daha yanacağa benziyor.

Önce temel bilgiler!

Türkiye’de 2010 yılında kabul edilen Biyogüvenlik Kanunu’na göre GDO’ların gıda hammaddesi olarak üretimi, ithalatı ve kullanımı tamamen yasak. Yani diğer bir deyişle, insanların tüketimine yönelik bir transgenetik ürün bulunmuyor. Hayvancılık sektöründe yem amaçlı olarak kullanılan GDO çeşitlerinin ise yalnızca ithalat ve kullanımına izin veriliyor. Bu yemlik tohumların çoğunluğunu mısır, geri kalanını ise soya çeşitleri oluşturuyor.

yeni-gdo-kararlari-ne-anlama-geliyor1.jpg

GDO çeşit sayısı 35’e düşüyor

Geçtiğimiz ay alınan kararda FG72 ve 305423 isimli 2 adet soya çeşidi ile MON87427 isimli mısır çeşidi eklenmiş ithalatına 10 yıl süreyle izin verilmişti. Aynı karar çerçevesinde, halihazırda ithal edilmekte olan A2704-12, MONO40-3-2 ve MON 897878 isimli 3 adet soya çeşidinin izinleri ise sürelerinin bitimine 3 gün kala iptal edildi. Böylece Türkiye’nin ithal ettiği GDO çeşitlerin sayısı, karar öncesinde olduğu gibi 36’da kaldı.

Bugün Resmi Gazete’de yayımlanan karar ise bu sayıyı 35’e düşürüyor. Buna göre, geçen ay izni iptal edilen 3 soya çeşidi yeniden ithalat listesine alınırken DAS-44406-6 isimli bir diğer GD soya tohumunu bu listeye eklendi. Buna karşılık DAS1507Xnk603, NK603Xmon810, MON89034xNK603, 59122x1507XNK603, MON88017xMON810 isimli 5 farklı yemlik mısır çeşidinin ithalat izinleri ise iptal edildi.

Bilimsel Risk Değerlendirme Komitesi ve Sosyo-Ekonomik Değerlendirme Komitesi’nin raporları baz alınarak uygulanacak bu kararlarla birlikte Türkiye’de ithalat yoluyla hayvancılıkta kullanılabilecek GDO mısır çeşitlerinin sayısı 23’e düşerken, soya çeşitlerinin sayısı ise 12’ye çıkmış oldu.

yeni-gdo-kararlari-ne-anlama-geliyor3.jpg

10 yılda ne değişti, ne değişmedi?

Türkiye’de GDO’ların 10 yıllık geçmişine bakıldığında, aslında bu biyoteknolojinin tarımda pek çok ülkeye oranla daha durağan bir seyir izlediği görülüyor. 2010’de Biyogüvenlik Yasası ve Biyogüvenlik Kurulu’nun devreye girmesinden sonra ilk GDO ithalatı 25 farklı tohum çeşidi ile 2011 yılında başlamıştı. Biyogüvenlik Kurulu’nun kaldırılıp yetkilerinin Bakanlığa devredildiği 2018 yılında bu çeşitlilik en yüksek düzeyi olan 39’a ulaşmıştı.

Bugün itibariyle 35 adede düşen izinli GDO çeşitleri 10 yıl öncesine oranla ciddi bir dönüşüme işaret etmiyor. Öte yandan, bu süre zarfında ithal edilen transgenetik bitki çeşitliliğinin ise yanlıca 2 ürüne daraldığı görülüyor. İlk ithalat listesinde pamuk, kanola, hatta şekerpancarı çeşitleri de yer alırken, Türkiye’de kullanılan transgenetik tohumlar uzunca bir süredir yalnızca yem amaçlı mısır ve soya tohumlarından ibaret.

GDO tercihlerinde glifosat mı etkili?

Peki kimi çeşitlerin listeye alınıp kimilerinin çıkarılması neyi ifade ediyor? Bu aslında tarım alanlarında değişen ihtiyaçlarla doğrudan bağlantılı. İthalatı sonlandırılan çeşitlerin çoğunun ortak özelliği glifosat herbisitine karşı tolerans sağlayan gen içermeleri. Ancak benzer şekilde, “ithalata devam” kararı alınan ya da ithalat listesine yeni eklenen çeşitler arasında da glifosat etken maddesine sahip ilaçlara toleranslı çeşitler bulunuyor.

yeni-gdo-kararlari-ne-anlama-geliyor2.jpg

Bugün dünya genelinde kullanılan GDO’ların çok büyük bir kısmını hastalık veya zararlılara dirençli tohumlar ile tarım alanlarında kullanılan herbisitlere toleranslı tohumlar oluşturuyor. İkinci kategoriye giren çeşitler, arazide yabancı otlarla mücadele eden zirai ilaçlardan etkilenmeksizin bitki gelişimini mümkün kılıyor.

Meksika eşzamanlı olarak yasaklayacak

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de halen en yaygın kullanılan tarım ilacı olan glifosata karşı toleranslı GDO çeşitler bunların arasında başı çekiyor. Ancak son dönemde pek çok ülke kanserojen olduğu gerekçesiyle glifosat kullanımını kısıtlamaya, hatta tamamen yasaklamaya yöneliyor. Bu durum glifosat toleranslı transgenetik tohumlara olan ihtiyacın da paralel şekilde azalması demek.

Meksika’da 2020 yılının son günü yayımlanan kararname bunun en net örneği. Bu göre ülkede tarım arazilerinde glifosat ve herbisite toleranslı GDO mısır kullanımı eşzamanlı olarak azaltılacak ve 2024’ün ilk günü itibariyle tamamen sonlandırılacak. Meksika’ya oranla mısır tarımının daha geri planda olduğu Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin pek çoğu da benzer bir süreç izleyecek gibi duruyor.

Bakanlık ne karar alacak?

Bitki korumaya dair yasalarda AB mevzuatına uyum eğilimi gösteren Türkiye’de de glifosatın yasaklanmasına dair yapılan başvuru Ekim ayında sonuçlanmış ve Ankara 18. İdare Mahkemesi ürüne verilen ruhsatın iptaline karar vermişti. Ancak Bakanlık tarafından etken maddeye dair risk değerlendirmesi henüz yapılmazken, ilgili ürünlerin piyasadan toplatılması yönünde de bir karar alınmadı. İthalat izni yenilenen GDO’lar arasında glifosat toleranslı çeşitlerin de olması, yoğun olarak tartışılan pestisitin en azından çok yakın bir tarihte tam anlamıyla yasaklı statüsüne gelemeyeceğine dair ipucu veriyor.


Yorumlar
    Bu yazı için henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
Yorum Yaz

Yorumunuz Gönderildi

E-Bülten

Başka yerde bulamayacağınız tarım ve kültür haberlerini düzenli olarak almak için aşağıdaki kutucuğa e-posta adresinizi yazın ve gönder butonuna tıklayın; tarlasera e-bülten adresinize gelsin!

En Çok Okunanlar

Tanımadığınız bitkiyi telefonunuza sorun!

Tanımadığınız bitkiyi telefonunuza sorun!

Tarım arazinizde ya da doğa yürüyüşlerinde rastladığınız yabani bir bitkiyi görür görmez tanımak ister miydiniz? PlantNet isimli akıllı telefon uygulaması bu zorlu görevi yerine getirmeye aday.

Meyve bahçesinde yabancı ot mücadelesi

Meyve bahçesinde yabancı ot mücadelesi

Meyve bahçelerinde kayıplara yol açan yabancı ot türleri sayılamayacak kadar çok! Ancak bu zararlılarla mücadele yöntemleri de bir o kadar çeşitli.

TMO’dan buğday, arpa ve mısır hamleleri

TMO’dan buğday, arpa ve mısır hamleleri

Hububat fiyatlarında dünya ölçeğinde yaşanan dalgalanmalar Türkiye’yi de alarm durumuna geçirdi. TMO’nun buğday, arpa ve mısır kararları piyasada istikrarı amaçlıyor.

Meyve ağaçlarının kabusu ökse otu

Meyve ağaçlarının kabusu ökse otu

Birçok ağaç türünde yarı parazit olarak yaşam süren ökse otu, meyve üreticilerinin baş belası olabiliyor. İşte ökse otundan kurtulmanın püf noktaları.

Zeytinde yanlışlar ve doğrular

Zeytinde yanlışlar ve doğrular

Özenli bir bitki koruma ve gübreleme zeytinde sonucu tamamen değiştiriyor. tarlasera zeytinde sık yapılan hataları uzmanlara sordu.