Boğaziçi Üniversitesi’nde mikroyosunlar üzerine süren çalışmalar tarım, enerji ve gıda alanında yepyeni ürünlere kapılar açmaya başladı.
Küresel iklim değişikliği, kuraklık riski, giderek büyüyen atık denizleri, gıda ve su krizine dair senaryolar… İnsanlığın yakın geleceğine karamsar bir gözle bakıldığında ortaya hiç de iç açıcı bir tablo ortaya çıkmıyor. Bu tabloyu tersine çevirmek için alınması gereken radikal kararlar ise siyasi ve sosyal koşullar nedeniyle pek çok kez sekteye uğruyor.
Ancak her şeye rağmen bilim ve teknolojinin gelişimi de hız kesmiyor. Tüm bu riskleri en aza indirmek ve insanlığa yeni çözümler sunmak için sürdürülen çalışmalar iyimser olmak için en geçerli sebeplerden biri. Tarım, gıda, enerji gibi alanlarda yeni kaynakların yaratılması için yapılan çalışmaların en umut verici cephelerinden biri de mikroyosunlar.
Yosunlardan bir gelecek yaratmak
Yalnızca mikroskopla görülebilecek kadar küçük olan yosun türleri üzerine giderek hızlanan araştırmalar son birkaç yılda yepyeni buluşlar ortaya koydu. Mikroyosunlardan üretilen elektrik, biyogübre gibi ürünler bu çalışmaların ilk adımlarını oluşturuyor. Ancak yosunlardan bir gelecek yaratmak için daha alınacak çok yol var.
Bu heyecan verici yolu arşınlayan ülkeler arasına Türkiye de katıldı. 2015 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde kurulan İstanbul Mikroyosun Biyoteknolojileri Ar-Ge Birimi’nde (İMBİYOTAB) başlatılan araştırmalar ilk meyvelerini vermeye hazırlanıyor. Merkezde Phycotec adıyla başlatılan projenin amacı yosunlardan biyoyakıt, biyogübre ve biyoteknolojik gıdalar geliştirmek.
Yeni gübre ve hayvan yemleri geliştirilecek
Yaklaşık 70 tür mikroyosun üzerine yapılan çalışmaların odak noktalarından biri gıda destek ürünleri. Omega-3 ve Omega-6 gibi faydalı asitleri ve antioksidan maddeleri yosunlardan elde etmeyi hedefleyen araştırmacılar, bir yandan da kimyasal bitki koruma ürünlerine alternatif olacak mikroyosun bazlı biyogübreler üzerine çalışıyor.
Mikroyosunların tarımdaki potansiyel rollerinden biri de yemi bitkilerine alternatif olmak. Hayvan yemi geliştirmenin yanı sıra, yosunların biyoıslah özelliklerinden faydalanarak evsel ve endüstriyel atık su arıtımını mümkün kılmak için de çalışmalar tam gaz devam ediyor.
Jet yakıtı THY uçuşunda denenecek
İMBİYOTAB’daki çalışmaların bir ayağı ise son yılların en tartışmaları teknolojilerinden biri olan biyoyakıtlar. Kanola, soya, ayçiçeği gibi bitkisel ürünlerden elde edilen yakıtların kullanımı enerji alanında yepyeni bir kapı açsa da, petrol başta olmak üzere fosil yakıtlara olan bağımlılık sorununu henüz çözebilmiş değil. Biyoyakıt üretiminin tarım arazileri ve ürün fiyatları üzerindeki olumsuz etkileri de işin bir diğer yanı.
Mikroyosunlardan elde edilecek biyoyakıtlar işte tam da bu nedenle büyük önem taşıyor. Biyoyakıt laboratuarlarında uçaklarda kullanılan yakıtların kalitesinde ürün üretmeyi başardıklarını söyleyen İMBİYOTAB kurucusu Öğretim Üyesi Dr. Berat Zeki Haznedaroğlu, “Yakın zamanda Türk Hava Yolları’nın bir iç hat uçuşunda kullanılacak yakıtın bir kısmı mikroyosun tabanlı jet yakıtı yaparak test edeceğiz” diyor.