Dünya genelinde ve Türkiye’de giderek yaygınlaşan İyi Tarım uygulamaları, hem üreticilerin kazancını arttırıyor hem de tüketiciye daha sağlıklı ürünlere ulaşma şansı veriyor.
İyi Tarım kavramı dünya tarım literatürüne yeni binyılın eşiğindeyken girdi. 90’lı yılların sonlarında ABD Tarım Bakanlığı ve Gıda ve İlaç Dairesi tarafından taze meyve-sebzelerde gıda güvenliğinin sağlanması için belirlenen standartlar kısa zamanda küresel çapta benimsendi ve FAO uygulamaların yaygınlaşması için çalışmaları hızlandırdı.
Türkiye de çok geçmeden sürece adapte oldu ve 2004’te yayınlanan İyi Tarım Uygulamaları Yönetmeliği ile yüksek standartlar içeren bu tarımsal üretim modelini teşvik etmeye başladı. 2010 yılında yönetmeliğin revize edilmesinin ardından İyi Tarım’ın giderek daha çok yaygınlık kazandı.
Tarımın “iyi” hali
Peki İyi Tarım’ı “iyi” yapan şey ne? Aslında sistemin özünde gıda güvenliğini sağlayacak şekilde ideal zararlı ve hastalık mücadelesi, gübre uygulamaları ve entegre ürün yetiştiriciliği ilkeleri yer alıyor. Çevrenin korunması, toprak sağlığı ve işçi güvenliği gibi konular da İyi Tarım’ın diğer duyarlılık noktalarını oluşturuyor.
İyi Tarım Uygulamaları ile üretilen sebze-meyveler için dekar başına 50 TL, örtü altı üretim için 150 TL, süs bitkileri için ise 100 TL destek veriliyor.
İlaç ve gübre kullanımı denetleniyor
İyi Tarım’ı organik tarımdan ayıran temel özellik; kimyasal ilaç ve gübre uygulamalarını da kapsıyor olması. Ancak asıl olan tüm bu uygulamaların gıda güvenliği prensiplerine uygun olarak yapılması. İyi Tarım sertifikasına sahip üreticiler kullanılacak ilaç miktarı, çeşidi ve kullanılma nedeni konusunda denetlemelere tabi tutuluyor. Böylece geniş ölçekte, ama her açıdan güvenilir ürün yetiştirmek mümkün oluyor.
Kilit sözcük: İzlenebilirlik
İyi Tarım’da tüm üretim süreci denetlenerek kayıt altına alınıyor. Bu modelde kilit sözcük ise; izlenebilirlik. İyi Tarım yöntemleriyle üretilen bir üründe çıkabilecek örneğin pestisit kalıntısı gibi herhangi bir sorunun tespit edilmesi durumda geriye dönük sorgulamalar yapılıyor. Ürünün menşesi, kim tarafından üretildiği ve sorunun nedenine ulaşma noktasında ise devreye tarımsal bilişim teknolojileri giriyor.
Üreticinin rekabet gücünü arttırıyor
İyi Tarım Uygulamaları sertifikası Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yetkilendirilen kontrol ve sertifikasyon kuruluşları tarafından veriliyor. Yeni Hal Yasası’nda İyi Tarım sertifikalı ürünlere imtiyazlar tanınıyor. Bu modeli benimseyen üreticiler pazarlamada rekabet gücünü arttırma şansı yakalıyor. Son dönemde pek çok perakendecinin üreticiden İyi Tarım belgesi talep etmeye başlaması bunun kanıtı.
Kredi ve hibe desteği
Sistemin üretici açısından en büyük avantajı ise destekler. Sertifika sahibi üreticilere devlet tarafından düşük faizli kredinin yanı sıra hibe desteği de sağlanıyor. Pazara daha kolay ulaşım, artan verim ve üretim masraflarını düşürme imkanı da İyi Tarım’ın dolaylı olarak sağladığı diğer avantajlar.
Kaliteli tohum ve toprak analizi zorunlu
İyi Tarım modelini benimseyecek üreticinin dikkate alması gereken en önemli şeylerden biri seçilen tohumların virüsten ari, kaliteli ve dayanıklı çeşitler olması. Ayrıca yılda en az bir kez toprak analizi, gerek olduğunda yaprak analizlerinin de yaptırılması gerekli. Gübreleme, ilaçlama ve sulamada ölçütlere uyulması ve hasadın hijyenik koşullarda yapılması da zorunlu.