Geçtiğimiz günlerde yerli patates üretimi için atılan adımlara dair gelişmeler hala tazeyken, Niğde'de üreticilerin haciz-icra kriziyle boğuştuğu yönündeki haberler patateste her şeyin o kadar da olumlu gitmediğini gösteriyor.
Türkiye'nin patates üretiminin 5'te birini karşılayan Niğde'de, sert geçen kışın getirdiği don mahsulde önemli kayıplara yol açarken, büyük çoğunluğu sigortasız olan üretici devletten herhangi bir destek de alamıyor.
Patates tarımıyla uğraşan nüfusun yüzde 80'inin borçlu olduğu kurumlar yalnızca bankalar da değil. Kurdukları sulama sistemlerinin elektrik harcamalarını karşılayamayan üreticinin kapısını, henüz özelleştirilen elektrik dağıtım şirketi de tahsilat için çalmaya başladı.
Maliyetin yarısına kadar düşen patates fiyatları, tek gelir kaynağı tarımsal üretim olan üreticiye borçlarını kapatma şansı da tanımıyor. Niğde'de üretilen patatesin ortalama pazar fiyatı 30 kuruşa kadar düşmüş durumda.
Niğde Ziraat Odası Başkanı Veli Kenar, icralık olan üreticinin tefecilere umut bağladığını söylüyor: "Banka hacizden tarlayı satacak korkusuyla tefeciden para alıp bu borcu kapatıyorlar, yeni kredi alıyorlar. Ama kimse banka faizini sormuyor. Yıllık banka faizleri yüzde 28'e çıkmış durumda."
Bir yandan tarım adına olumlu hava yaratan yeni teknolojiler ve yeni girişimler, plansızlığın ve ilgisizliğin olduğu yerde anlamını yitiriyor. Günlerini haciz korkusuyla geçiren üreticinin bu koşullarda bu yıl ekim yapması zor görünüyor. Tek tek üreticileri değil, tarımın bütününü etkileyen borç krizi, bu kısır döngü kırılmadığı sürece gündemde kalacak gibi görünüyor.