Türkiye’de yaz saati uygulaması sürekli hale getirildi. Son yıllarda sıkça eleştirilen yaz saatinden olumsuz etkilenen faaliyetlerden biri tarım.
İlkbahar ve sonbahar aylarında saatleri ileri/geri alma tarihe karışıyor. Yaz saati uygulamasının (YSU) tüm yıl boyunca sürekli hale getirilmesi kararı Resmi Gazete’de yayınlandı. Buna göre Mart ayında geçilen yaz saati tüm ülkede yıl boyunca geçerli olacak.
Yaz saati neden uygulanıyor?
İlk olarak 1916 yılında Almanya’da uygulanmaya başlayan YSU bugün Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinin çoğunda halen yürürlükte. Enerji tasarrufu sağlamak için kullanılan YSU Batı ülkeleri dışında İran, Suriye, Moğolistan gibi ülkelerde uygulanıyor. Yaz saati Türkiye’de de 1972 yılından beri geçerli.
YSU’nun temel prensibi şu: Kuzey yarımkürede gündüz sürelerinin uzadığı yaz aylarında öğleden sonra güneşinden daha fazla faydalanmak için mevcut saat 1 saat ileri kaydırılıyor. Tabii bunun için sabah saatlerinden de fedakârlık edilmiş oluyor.
Kulağa hoş gelse de…
Çalışma yaşamı açısından öğle sonrasının sabah saatlerine oranla daha verimli bir zaman dilimi olması uygulamayı ekonomik açıdan anlamlı kılıyor. Pek çok ülkede kamuoyunun görüşüne bakılırsa havaların daha geç kararması ve daha fazla güneş ışığı kulağa pek hoş geliyor! Anketlere göre Türkiye'de yaz saatini tercih edenlerin oranı yüzde 80.
100 yılda çok şey değişti
Ancak son yıllarda yaz saati uygulamasına yönelik eleştiriler de artmaya başladı. Yaz saati ilk olarak bundan tam 100 yıl önce uygulanmaya başlamıştı. O dönemde elektrik tüketiminde aydınlatma önemli yer tutuyordu. Bu oranın çok azaldığı günümüzde tasarrufun çok düşük düzeyde kaldığına dikkat çeken YSU karşıtları, buna karşın saatlerin kaydırılmasının insan sağlığına olumsuz etkisi olduğu görüşünde.
En çok tüccar kesimi faydalanıyor
Aslında yaz saatinin tek faydası enerji tasarrufu değil. Daha uzun günışığının ticari faaliyetleri daha canlı kıldığı ve belli sektörlerde iş verimliliğini arttırdığı düşünülüyor. ABD’de yapılan bir araştırma yaz saatinden en çok esnafların yararlandığı gösteriyor.
Tersi kararlaştırılmış ama vazgeçilmişti
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın sürekli yaz saati uygulamasının “özellikle kışın havanın çok erken karardığı Doğu Anadolu bölgesine fayda sağlayacağı” açıklaması da bu bağlantıyı kanıtlar nitelikte. Ancak 2013 yılında bunun tam tersine yaz saatinden çıkılacağı belirtilmiş, sonrasında bu karardan vazgeçilmişti.
Üreticiler uyum sağlamakta zorlanıyor
Ancak YSU ve saat değişimleri her sektör için olumlu anlam taşımıyor. Doğanın “gerçek saatine” doğrudan bağlı tarım bu sektörlerin başında geliyor. Aslında bakılırsa, üreticilerin don veya çiğe karşı alınacak önlemler, sulama, hatta hasat uygulamaları açısından kendilerini yaz saatine adapte etmeleri hiç de kolay olmuyor.
Doğru sanılan yanlışlar
Uzun yıllar boyunca Batı ülkelerinde yaz saatinin üreticilerin arazide daha çok zaman geçirme talepleri nedeniyle uygulandığı görüşü hakimdi. Bunun “doğru olarak bilinen bir yanlış” olduğu ise son dönemlerde ortaya konuldu. Hatta ABD’li yazar Michael Downing, 1960’lı yıllara kadar YSU’ya en çok karşı çıkan kesimin tarımsal üreticiler olduğunu dile getirdi.
Sabah saatleri en çok tarımda değerli!
Doğanın, dolayısıyla tarımın saati yıl boyunca kendi doğrultusunda işliyor. Pek çok meslekten farklı olarak tarım için sabah saatleri en az öğle sonrası kadar önem taşıyor. Bu anlamda YSU’nun verimliliğe olumlu bir etkisinin olacağını söylemek güç. Ancak süreklileşmiş bir yaz saati arazide olmasa da ticari süreçlerde tarıma fayda sağlayabilir. Bekleyip görmek gerek!