Türkiye’deki tarımsal üretimin yarısını kadın emeği var ediyor. İşgücüne katılan her iki kadından birisi tarım sektöründe. Ancak cinsiyet eşitsizliği tarımda da kendini hissettiriyor.
Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. 8 Mart, her alanda emek ve becerileriyle değer yaratan kadınların sosyal ve ekonomik adaletsizliğe karşı mücadelesini sembolize ediyor. Türkiye’de tarım sektörü cinsiyet ayrımının olumsuz etkilerinin en net görüldüğü alanlardan biri.
Türkiye’nin tarımsal üretiminde emeğin kadın ve erkekler arasındaki paylaşımı yarı yarıya. İşgücüne katılan her iki kadın bireyden biri tarım sektöründe istihdam edilmiş durumda. Ancak ne çalışma şartları, ne tarımsal olanaklara ulaşılabilirlik, ne de ücretler konusunda kadın üreticiler erkeklerle aynı koşullara sahip değil.
En düşük ücreti kadınlar alıyor
2004 verilerine göre yüzde 50,8 olan tarımda kadın istihdamı, 2013’te yüzde 37, 2015’te ise yüzde 32,1 olarak gerçekleşti. Bu düşüşe rağmen kadın bireyler için tarım hala önemli bir gelir kaynağı. Tarımsal üretime katılım ev ve aile idaresini üstlenen kadın üreticiler, buna karşın sektörde en düşük ücreti alıyor. Birçoğu kayıt dışı çalıştığı için sosyal haklardan da mahrum. Kırsal kesimde kadınlar için “istihdam kapısı” olarak görülen tarım, emeklerinin karşılıklarını alamadıkları bir sektöre dönüşüyor.
Emek-yoğun işler kadınların omuzlarında
Büyük tarımsal işletmelerde erkekler üretime karar verme, süreci yönetme ve pazarlama gibi işleri yürütürken; kadınlar da tarlada çalışmak yerine, erkeklerin yetişemediği yerlerde söz konusu idare ve denetleme işlerine ortak oluyor.
Orta büyüklükteki işletmelerde erkekler mekanize işler ve pazarla ilişkileri yürütürken, kadınlar da emek-yoğun işleri üstleniyor ve üretime doğrudan katkı sağlıyor. Mekanizasyonun devreye girmediği tarım işletmelerinde ise kadınlar hasat, çapa gibi işleri yapmak durumunda kalıyor.
Yüzde 95 kayıt dışı çalışıyor
Tarımda kayıt dışı çalışma oranı erkeklerde yüzde 73,5; kadınlarda ise yüzde 95. Kadınların yüzde 10,6’sı kendi adına, yüzde 10,5’i ücret karşılığında kadın işçi olarak çalışıyor. Yüzde 80’i ise ücretsiz aile işçisi olarak hizmet veriyor. Kayıt dışı çalışma oranları özellikle mevsimlik işçilerde çok daha yüksek.
199 kadın hayatını kaybetti
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine son üç yılda iş kazası sonucu yaşamını yitiren 354 kadın işçinin 199’u, yani yarısından fazlası tarım sektöründe çalışıyordu. Sigortasız çalıştırıldığı için ölüm veya kaza gibi olaylarda ne tazminat ne de yardım alabilen kadınlar ise, her türlü riske rağmen yine de çalışmak zorunda kalıyor.
İki ayrı mesai
Çalışma ve yaşam koşulları bakımından mevsimlik tarım işçileri olarak çalışan kadınlar en zor şartlara sahip. Kadınlar arazide gündüz erkeklerle aynı işi yapmalarına karşın, kurulan çadırlarda akşamları yemek, temizlik, çocuk bakımı gibi işlerle uğraşıyor. Bir yandan da çok sayıda yaşanan doğumların yarattığı sağlık problemleriyle de karşı karşıya kalıyor.
Cinsiyet eşitsizliği sona ermeli!
Yapılan araştırmalar, kadınlar erkeklerle aynı şartlara sahip olsa dünyadaki açlığın büyük ölçüde ortadan kalkacağı görüşünde. Dünyadaki gıdaların yaklaşık yarısını üreten kadınların sosyal ve ekonomik eşitliğe kavuşması en acil gereklilik. Kadınların tarımdaki emeğini görünür kılmak için ise önce toplumsal cinsiyet eşitliğinin farkına varmak gerekiyor.