tarlasera, İspanya'nın beyaz çatılı şehri Almería'dan domates cenneti Florida'ya kadar dünya şehirlerinin seracılık deneyimlerini inceliyor.
İlk örnekleri 14. yüzyıla kadar dayanan seracılık, bugün özellikle sebze üretiminde adeta profesyonelleşmenin göstergesi haline geldi. Hangi ülkeye gidilirse gidilsin, modern seralarda üretilen ürünlerin kalitesiyle tüketiciyi, kazancıyla da üreticiyi memnun etme potansiyeli hep daha yüksek.
Sera alanları geniş olan ülkelerin bir bütün olarak avantajlı olduğunu söylemek de zor değil. Özellikle iklim koşulları zorlu olan ülkeler ne kadar geniş alanı örtü altına alabilirse tarım sektörünü o kadar güçlü kılıyor. Tek cümleyle ifade edersek; modern seralar İzlanda’da muz, Kanada’da domates üretmeyi mümkün kılıyor!
İspanya’nın beyaz çatılı şehri
Seracılık denildiğinde ilk akla gelen ülke Avrupa’nın en büyük sera ülkesi olan İspanya. İspanya bu konuda Türkiye’nin de seracılıktaki en büyük rakibi. Ülkedeki toplam 52 bin hektar sera alanının 43 bin hektarı güney kıyısındaki meşhur Almería şehrinde. Şehir kuşbakışı olarak denizden dağlara kadar uzanan bembeyaz ve devasa bir örtüyü andırıyor.
İspanya’da sera alanlarının yüzde 80’i sebze, yüzde 15’i meyve, kalan yüzde 5’i de fideciliğe ayrılmış. Üretimi yapılan ürünlerin başında ise domates, biberi hıyar, yeşil fasulye, kavun ve karpuz geliyor. Seracılığın gelişimi açısından tam bir örnek olan Almería, 25 yıl öncesine kadar çorak bir araziyken; ithal topraklar, hidroponik sistemler, damla sulama ve kimyasal gübrelerle bugün tam bir sera cennetine dönüşmüş durumda.
Hollanda teknolojisiyle önde
Elbette sera alanlarının genişliği açısından Çin’in eline kimse su dökemiyor. Sebze üretiminde dünya lideri olan Çin, yüzölçümü avantajını seracılıkta da değerlendiriyor. Çin’in 2,7 bin hektarlık örtü altı üretiminin önemli bölümü kuzey bölgelerinde.
Serin iklim kuşağındaki ülkeler arasında ise ilk sırada 10 bin hektarlık cam sera alanı ve gelişmiş üretim teknikleriyle Hollanda var. Hollanda’da toplam yaş sebze-meyve üretim hasılatının yarısı örtü altından geliyor. Biber, domates ve hıyar ağırlıklı bu ürünlerin yüzde 80’ine yakını ihraç ediliyor.
ABD’de ağırlık cam serada
Toplam domates üretiminin yüzde 9’ı örtü altında olan ABD’de, sera domateslerinin verimi hektar başına ortalama 484 ton. Sera yetiştiriciliğinin en yaygın olduğu bölgeler iklim özelliklerinden dolayı Kaliforniya ve Florida. ABD’de seraların yüzde 39’u cam seralardan oluşuyor.
Yalnızca güney bölgeleri tarıma elverişli olan Kanada’da üretimin yüzde 89’u örtü altına alınmış durumda. Bunun nedeni ise elbette yine zorlu hava şartları. 27 bin ton ile ABD ve Meksika’ya oranla son derece mütevazı bir domates üretimi olan Kanada’da buna karşın domatese ayrılan sera alanı ABD’den daha geniş.
İtalya’da sera alanları çok parçalı
Akdeniz’deki seracılık yarışında söz sahibi olan İtalya’nın 30 bin hektarlık örtü altı üretimi var. ülkede, seraların yarısı 5 hektarın altında. Ülkedeki seraları yüzde 24’ünde domates üretiliyor. Ancak İtalya da Türkiye’ye benzer şekilde arazi bölünmüşlüğü sorunu yaşıyor. Seraların yarısı 5 hektardan daha küçük. Yüzde 10’u ise 50 hektar ve üzerinde alanlardan oluşuyor.
Türkiye’de seraların yarısı plastik
Gelelim Türkiye’ye… Türkiye dünyada sera üretim miktarıyla dördüncü en büyük ülke. Sera genişliği olarak ise beşinci. Bu alanların yüzde 86,4’ünde sebze, yüzde 11,5’inde meyve, yüzde 2,1’inde ise süs bitkileri yetiştiriliyor. Üretimden elde edilen toplam gelir ise 10 milyar TL’yi buluyor.
Türkiye’de seraların yüzde 46’sı plastik seradan oluşuyor. Geri kalanların yüzde 24’ü alçak tünel, 17’si yüksek tünel, yüzde 13’ü ise cam sera. En çok dikimi yapılan ürünler ise sırasıyla domates, biber, hıyar, karpuz ve patlıcan geliyor.
Eski sera yetersiz, yenisi maliyetli
Türkiye’nin örtü altı alanların yüzde 38’ine ev sahipliği yapan şehir Antalya. Ülkedeki cam seralarından yüzde 63’ü, plastik seraların ise yüzde 52’si burada yer alıyor. Şehirdeki sebze üretiminin yüzde 80’i örtü altında gerçekleştiriliyor. Örtü altı üretim yapan yaklaşık 75 bin işletme var. Bu işletmelerin ortalama dekar büyüklüğü ise 3 dekar civarında kalıyor.
Antalya’nın örtü altı profili Türkiye’de seracılığın aynası gibi. Yaygın bir üretim olmakla beraber modern seraların azlığı en büyük problemi oluşturuyor. Geleneksel seralar ise hala çoğunlukta. Buradaki en önemli gerekçe modern seraların maliyeti. Ancak küçük çaplı seraların ekonomik getirisi de oldukça yetersiz kalıyor.
Modernleşme dalgasına ihtiyaç var
Türkiye’nin Avrupa pazarındaki başlıca rakipleri Akdeniz kuşağındaki benzer iklimli ülkeler. İspanya’dan İtalya’ya, tüm ülkelerden alınacak birden fazla örnek var. Seracılıkta yepyeni bir sayfa açacak güçlü bir modernleşme dalgasının Türkiye’ye örtü altında sınıf atlatacağını tahmin etmek zor değil.