Ülkemizde süs bitkileri bakteriyel hastalıklarına bir bakış
Prof. Dr. Yeşim Aysan
Türkiye artan talebe karşılık süs bitkisi üretiminde yetersiz kalıyor. Ortaya çıkan süs bitkisi açığı ithal fide ve fidanlarka kapatılmaya çalışılıyor fakat bu ithal ürünlerle birlikte Türkiye’ye yeni hastalıklar girmeye başlıyor.
Süs bitkileri sahip oldukları çeşitli özellikleri ile yaşantımızın hemen her alanında yerini almıştır. Çevre estetiği ve güzelliği açısından olduğu kadar insan sağlığı ve milli ekonomiye katkılarından dolayı ülkemizde süs bitkileri üretimi gelişen ve hızla büyüyen tarımsal bir sektör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu artış içinde kesme çiçek üretiminde Antalya, dış mekan süs bitkileri üretiminde Sakarya, İzmir ve Yalova, mevsimlik bitkilerde İzmir, iç mekan süs bitkileri üretiminde ise Yalova, Mersin ve Adana illeri ilk sıralarda yer almaktadır.
Üretimde açık var
Dış mekan süs bitkileri ihtiyacı çoğunlukla kamu kurum ve kuruluşlarına bağlı olarak tesis edilen fidanlıklarda yapılmaktadır. Ancak, bu konuda giderek çeşitlenen ve artan ihtiyaçları tam olarak karşılayacak bir yurt içi üretim kapasitesine ve teknolojik seviyeye ise henüz ulaşılamamıştır. Ortaya çıkan süs bitkileri açığı yurt dışı kaynaklı çelik, fide, fidan ve yetişkin bitkilerle kapatılmaya çalışılmaktadır. Bu sektörünün gelişmesiyle beraber üretim materyali ithalatının artması ülkemize yeni hastalıkların girişine neden olmaktadır. Apartmanlar arasındaki yaşamda büyük parkların öneminin artması, bahçeli evlerde, sitelerde yaşam modelinin gelişmesiyle birlikte bu süs bitki tür ve çeşitlerini ithal etmeye başlanmıştır.
Yeni hastalıklar geliyor
Ülkemizde daha önce varlığı bilinmeyen yaprak leke hastalık etmenleri ve ur oluşumuna neden olan bakteri türlerinin bu şekilde ülkemize giriş yaptığını düşünmekteyiz. TÜBİTAK destekli bir proje kapsamında, Adana, Mersin, İzmir, Antalya, İstanbul, Tekirdağ ve Yalova illerinde süs bitkileri üretim ve satışını yapan işletmeler ziyaret edilerek buradaki bakteriyel hastalıkların neler olduğu ortaya konmuştur. Örtü altında yetiştirilen saksılı süs bitkilerinde en yaygın hastalığın Erwinia cinsi bakterilerin neden olduğu gövde çürüklüğü ve yumuşama hastalığı (Resim 1) olduğu saptanmıştır. Sadece bir tek bu patojen bakteri türünün 14 farklı süs bitkisi türünde hastalık oluşturduğu belirlenmiştir. Bu bakteriyel etmen üretim alanına bir kez giriş yaptıktan sonra kültürel işlemler esnasında diğer süs bitkileri türlerine yayılmış olma ihtimali kuvvetlidir. Ayrıca Agrobacterium cinsi bakterin neden olduğu doku anormallikleri olan urlar (Resim 2) Xanthomonas ve Pseudomonas cinsi bakterilerin neden olduğu yaprak lekesi ve yanıklık hastalıklarının (Resim 3) da sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Süs bitkileri yeni iş alanları açıyor
Akdeniz kıyı şeridinde örtü altında üretimi yapılan saksılı süs bitkilerinin anaçları yurt dışından özellikle Hollanda’dan getirilerek anlaşmalı üretimler yapılmaktadır. Bu illerde kışın hava sıcaklığının sera üretimleri için uygun olması nedeniyle yapılan üretimler Avrupa ülkelerine gönderilmektedir. Sardunya (Pelargonium spp.) gibi dış mekan süs bitkilerinin benzer üretimleri buna en güzel örnektir. Sardunya kışı ılıman geçen Ege ve Akdeniz sahilinde çok yıllık bir bitkiyken kışı soğuk geçen Avrupa ülkelerinde her ilkbaharda fideleri yenilenmektedir. Sardunya, Avrupa ülkelerinde bahçe ve balkon süslemesinde en fazla kullanılan bir süs bitkisidir. Avrupa ülkelerinden özellikle Almanya ve Hollanda’dan gelen hibrit sardunya tohumları kışın sıcak geçmesi ve ucuz işçilik nedeniyle ülkemizde örtü altında (genellikle plastik seralarda) fide haline getirilmektedir. İlkbaharda Nisan ayında Paskalya tatili nedeniyle pek çok Avrupa ülkesinden turist getiren küçük uçaklar dönüşte bu fideleri Avrupa ülkelerine götürmektedir. Fidelerden alınan taze çelikler özel torbalarda ihraç edilmektedir. Bu şekilde yapılan üretimler hem ülkemize döviz getirmekte hem de yeni tarımsal iş alanları oluşturmaktadır. Bu üretim materyali (fide, tohum, çelik, anaç bitki vb) değişimi sonucu yeni çeşitler ülkemize girmesi yanında ülkemizde olmayan hastalıkları da ülkemize getirme olasılığı bulunmaktadır. Bu konuda karantina işlemlerinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha vurgulanmalıdır.
Hastalıklara kültürel önlemler alınmalı
Bu hastalıkların üretim alanlarında yayılmasını önlemek için her bir süs bitkisi türünün farklı bölmelerde bulunması ve her bölmeye geçerken çalışan işçilerin ellerinin ve makaslarının dezenfeksiyonu hastalığın yayılmasını önleyecek önemli bir kültürel uygulamadır. Çoğaltma materyali olarak kullanılan çeliklerin alındığı anaç bitkiler üretimden sorumlu mühendislere tarafından dikkatle incelenmeli, hastalıklı anaçlar hemen imha edilmeli ve çoğaltma materyali yenilenmelidir. Çoğaltma materyali olarak kullanılan bitkiler belirli aralıklarda hastalık yönünden testlenmesinde faydalı olacaktır. Bu bitkilerin hastalık yönünden incelenmesinde üniversitelerin Bitki Koruma Bölümlerinden ve Tarım Bakanlığına bağlı Zirai Mücadele Araştırma Enstitülerinden destek alınabilir.
|