Tarım Dergisi tarlasera
tarlasera SATIN AL
Kapat

28.12.2015

Avustralya çölünde devasa sera projesi

Avustralya’da ”Çöl Serası” projesi 20 hektarlık bir çöl arazisi üzerine kurulacak ve senelik 15 bin ton sebze yetiştirebilme kapasitesine sahip olacak. Bu seradaki tüm elektrik ve su enerjisi ihtiyacı da çölün cömert güneş ışınlarından karşılanacak.

Dünyada giderek artan gıda ihtiyacı ile birlikte azalan tarım alanları, dünyada birçok girişimciyi bölgenin sunduğu mevcut enerji imkanlarını kullanarak tarımsal aktiviteye yöneltiyor. Avustralya’daki ’Sundrop Farms’ firması işte bu anlamda sadece çöldeki güneş enerjisini ve yakın bölgede yer alan deniz suyunu arıtarak serada sebze üretmeyi hedefliyor. Firma bu proje ile doğayı en az şekilde tahrip eden bir üretim tarzına geçerken, üretimdeki enerji giderlerini de en asgariye indirmiş olacak.

Güney Avustralya’daki Port Augusta şehrinde, EPC Yapı firmasının yapımını üstlendiği devasa sera projesinde, elektrik enerjisi tüketiminin tamamı güneş enerjisi ile karşılanacak ve serada kullanılacak sulama suyunun tamamı da deniz suyunun arıtılmasından elde edilecek. Bu suyu arıtacak pompaların enerji ihtiyacı da yine tamamıyla güneş enerjisinden elde edilecek.

Güney Avustralya Eyaleti Valisi Jay Weatherill, güneş enerjisi ile çalışacak sera projesinin eyalette 300 kişiye istihdam sağlayacağını belirtirken, ülkenin Gelişim Bakanı Geoff Brock ise projenin teknolojik ve çevreci başarısı konusundaki memnuniyetini ABC Haber Kanalı’nda şu sözlerle dile getirdi: ”Bu proje kuru bir iklimde sürdürülebilir enerji kaynakları ile sürdürülebilir ve çevreci üretimin sınırlarını zorlayan bir proje.”

25 yıllık tecrübe çölü seraya çevirecek

Seranın enerji ihtiyacını karşılayacak enerji sistemini kurma görevini alan Danimarka’nın tecrübeli firması ‘Alborg CSP’, 140 bin metrekarelik alanda güneş enerjisi panelleri sistemini kuracak. Bu iş için yaklaşık 27 milyon Euro alacak olan firma, Port Augusta şehrinde kuracağı devasa güneş enerjisi sistemi ile 2016 baharı itibariyle seradaki üretimde kullanılacak tüm elektrik ihtiyacını karşılayacak. Bu sistem aynı zamanda, senede 250 bin metreküplük deniz suyunu arıtarak seraya aktaran arıtma pompalarının da elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayacak. Güneş enerjisi teknolojisi sayesinde Sundrop Farms firması gerçekleştirdikleri üretimde 14 bin 700 ton daha az karbon monoksit salınımına neden olacak.

Alborg CSP firması geleneksel buhar kazanı sistemleri alanında 25 yıllık deneyime sahip. Firma son yıllarda uzmanlık alanını güneş enerjisi kuleleri ve merkezi ısıtma sisteminde kullanılan güneş enerji sistemleri ile genişletti. Firmanın isminde yer alan “CSP” kısaltması konsantre güneş enerjisi (Concentrated Solar Power) anlamına geliyor. Alborg CSP firması geliştirdiği teknolojiyle, vakumla izole edilmiş borularda güneş ışınlarının yansıtılıp konsantre edilmesi ile suyun ısıtılmasını sağlıyor. Geleneksel güneş kolektörleri ile karşılaştırıldığında CSP’nin avantajı, panellerin güneyden gelen güneş ışınlarına bağımlı olmaması ve hava sıcaklığı yüksek coğrafyalarda sorunsuz çalışabilen bir sistem olması. Bu sistem ayrıca güneşin ışınlarını tüm gün kullanabiliyor. Bu sistem Danimarka’nın Jutland Adası’nın küçük şehri Tårs’ta sorunsuz bir şekilde kurulabildi.

Danimarka çileği takipsiz

Çölde sera projeleri yapıladursun, Avrupa’daki seralar da kaliteli meyve üretimine devam ediyor. Avrupa’da hangi meyveler yetişir diye sorarsanız, Avrupa’nın neresinde olduğumuzu bilmemiz gerekir diye cevap vermek gerekir. Güney Avrupa’da Akdeniz ikliminin hakim olduğu bölgelerde yetiştirilen meyvelerin ürün yelpazesi Türkiye’dekine eşdeğer gelebilirken, Kuzey Avrupa’ya doğru gelindiğinde meyve çeşitlerinin azaldığını ve daha çok İngilizce ”berry” olarak adlandırılan yemişlik meyvelere rastlanır. Kuzey Avrupa’da yetişen meyveleri sıralamak gerekirse ilk akla gelen elma ve armuttan sonra şu meyveler gelir; böğürtlen, Frenk üzümü, çilek, kuşburnu, Frenk üzümü, ravent, ahududu, Bektaşi üzümü, kiraz, kavun, erik, turunçgiller, şeftali ve nektarin.

Bulunduğu coğrafyadaki iklim özelliklerinden kaynaklı olarak güneşe az ihtiyaç duyan meyvelerin yetiştiği Kuzey Avrupa coğrafyasında, bahsi geçen berry yemişleri çoğu zaman doğada kendiliğinden yetişirken böğürtlen, Frenk üzümü, çilek, kuşburnu, Frenk üzümü, ravent, ahududu, Bektaşi üzümü gibi meyve suyu sektöründe kullanılan meyveler seralarda, endüstriyel üretim koşularında da büyük ölçüde yetiştiriliyor. İçerdiği antidioksinlerden kaynaklı Avrupa halkının sağlıklı beslenme bağlamında fazlasıyla tükettiği bu berry yemişlerini seçerken, tüketici elbette tarlada ve mevsiminde yetişmiş meyveleri daha fazla talep ediyor.

Danimarka, örneğin tarlalarda yetiştirdiği çileklerdeki kalite ve lezzet konusunda Avrupa’da kendisine rakip tanımıyor desek yeridir. Mayıs ayının ortalarında piyasaya sunulan sezonun ilk tarla çilekleri yüksek fiyatına rağmen fazlasıyla talep gören bir ürün.

Camdaki çilek tarladaki kadar lezzetli

Danimarka’nın iç piyasadaki çilek ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan Fyn Adası’ndaki çilek üreticilerinin çoğu, yıllardır süregelen gelenekle halen tarlalarda mevsiminde üretim yapıyor. Ancak bundan 4-5 sene önce Fyn Adası’ndaki çilek üreticilerinin bir kısmı serada çilek üretimini denemeye başladı ve halen de bu üretime devam ediyor.

Bu üreticilerden bir tanesi olan Peter Jensen tarlada üretilen çilekle, serada üretilen çilek arasında lezzet olarak bir fark olmadığını iddia ediyor. Jensen, çileğin lezzetli olma koşulunun gün içerisindeki sıcaklık değişimlerine bağlı olduğunu belirtiyor. Danimarka’daki yaz mevsiminde gece ile gündüz arasında büyük sıcaklık farkı olmasından kaynaklı, Danimarka’nın çilek yetiştiriciliği için iyi bir yer olduğunu da ekliyor Peter Jensen.

Fyn Adası’nda yer alan Tommerup şehrinde Skovhavegård adlı seranın sahibi olan Peter Jensen, 1999 yılından 2008 yılına kadar geleneksel tarla çileği yetiştirmiş. 2008’de üretimi seraya aktaran Jensen, seranın içerisinde “table top system” olarak adlandırılan yüksekte kasalar içerisinde üretimi gerçekleştiriyor. Yere temas etmeyen çileklerin bu sayede raf ömrünün de uzadığını da aktaran Peter Jensen, senelik 100 ton çilek üretiyor. Bu üretimin 40 tonu nisan ve mayıs aylarında piyasaya sunulurken, geriye kalan kısmı da kasım ayının sonlarına kadar raflarda tüketiciye sunulabiliyor. Seradaki bu üretim koşullarından dolayı, Danimarkalıların senenin neredeyse 6 ayında çilek yeme şansına sahip olabildiklerini de aktarıyor Peter Jensen.

Sayfa ilk kez okundu.

En çok okunan makaleler

Yorumlar
    Bu yazı için henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
Yorum Yaz

Yorumunuz Gönderildi