Türkiye soya için geç kalmış değil

Soya yirminci yüzyıla damga vuran tarım ürünlerinin başında geliyor. Ancak bu her coğrafya için geçerli değil. Türkiye soyada halen kısır bir döngü içinde. Dünya çapında yağlık tohum ekilen araziler arasında yüzde 43 pay ile soya ilk sırada bulunuyor. Bitkisel yağ üretiminde ise yüzde 34 ile palm yağından sonra soya yağı geliyor. Yalnızca yağlık tohum değil taze tüketim, hayvan yemi, biyoyakıt ve kozmetikten tekstile kadar envai çeşit sanayi ürünü için de soya vazgeçilmez bir kaynak olarak tahtına kurulmuş durumda.

TMO devreye girmeli Bitkisel yağ alfabesinde pamuktan üretilen çiğit ve ayçiçeğinin ilk harfleri oluşturduğu Türkiye ise soya üretiminde dünya ile aynı paralelliği yakalayabilmiş değil. tarlasera’nın görüştüğü ProGen Tohum Genel Koordinatörü Prof. Dr. Cafer Mart, soyadaki bu kısır döngünün ancak üretimin belli rakamlara ulaşmasıyla kırılacağını belirtiyor. O halde soya tarımının yaygınlaşması için fark yaratacak keskin adımların atılması gerekli. Mart, soya üreticilerinin pazarlama kaygılarını gidermek ve üretime çıta atlatmak için TMO’nun devreye girmesi gerektiği görüşünde. Mart, aynı şekilde destekleme primlerine ve tarımın her kesiminin katkısına ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.

Türkiye soya için hiç de geç kalmış durumda değil. Kaliteli tohum çeşitleri kullanımından artan bilgi düzeyine, oradan da üretim alanlarını genişletmeye uzanan eylem zincirini tamamlanırsa, istenilen üretim miktarı yakalanabileceği görülüyor.