Gıda güvenliği mi, siyasi güvenlik mi ?

İran-ABD ilişkilerinde siyasi gerilimlerinin doruğa ulaşmasına karşın İran’ın geçtiğimiz günlerde ABD’den 120 bin ton buğday alımı gerçekleştirmesi uluslararası düzeyde yankı buldu. Sürdürdüğü nükleer program nedeniyle ABD ve Avrupa’nın çeşitli ekonomik yaptırımlarına maruz kalan İran’ın son dönemde temel gıda maddelerini temin etmekte zorlandığı bildiriliyor.

ABD Tarım Bakanlığı’na göre bu buğday alışverişi, İran’ın tarımsal üretiminin kuraklık yüzünden yarı yarıya düştüğü 2008 yılından beri gerçekleştirdiği en büyük ithalat hamlesi olarak kayıtlara geçti. ABD’de son süreçte düşüş eğilimi gösteren tahıl sözleşmeleri ve satışlarının da bu beklenmedik ihracat haberiyle rahat bir soluk alabileceği söyleniyor. 2009 yılından bu yana ilk kez ABD buğdayına talip olan İran’ın, büyüyen ekonomik sıkıntılar karşısında takas yöntemiyle çeşitli ülkelerden altın ve petrol karşılığında gıda temin etmeye başladığı belirtiliyor.

Uluslararası restleşmelerin arttığı ve savaş yönündeki endişelerin dönüp dolaştığı şu günlerde yaşanan bu gelişme, gıdanın dünya politikalarında da en temel belirleyenlerden biri olduğunu ispatlıyor. Gıda güvenliğinin bir sorun olduğu yerde altının da, nükleer silahların da kendilerine atfedilen önemi yitirdikleri görülüyor.