E-BÜLTEN HAKKIMIZDA KÜNYE ABONELİK
REKLAM İLETİŞİM İÇİNDEKİLER
tarlasera’nın Kasım sayısı, ilgi ve kazanç alanı tarım olan herkes için bambaşka bir dergi deneyimi sunuyor. İçeriğe göz gezdirin.
Aylık Tarım ve Kültür Dergisi tarlasera’ya abone olmak çok kolay! tarlasera’nın düzenli takipçisi olmak için tıklayın.
Sayfalarını keyifle çevirip bir çırpıda okuyacağınız tarlasera’nın son sayısı bir tıkla ayağınıza gelsin!
20.5.2014 10:54:49
tarlasera Mayıs sayısında Agrobest Uluslararası Satış Pazarlama Müdürü Hüseyin Günerergin ile görüştü. "Üreticimiz yenilikçi değil gelenekçi. Güvenecek kişi ya da kuruma ihtiyacı var" diyen Günerergin, bitki koruma sektörünün sorunlarını değerlendiriyor. Kuraklık tehdidini nasıl yorumluyorsunuz? Yetersiz yağışlar ciddi bir sorun yarattı mı ve yaratacak mı? Özellikle dondan kaynaklı sorun olduğu doğru. Mercimekte, fıstıkta sıkıntı var. Buğdayda ise çok büyük zarar yaşanmadı. Ancak rekolte kaybı olduğu takdirde yağan kardan, oluşan dondan dolayı değil, ihmaller sonucunda olacak. Tahminimizce yüzde 20’lere yakın bir düşüş yaşanabilir. Bunun dışında 2014’te bazı ürünlerden iyi verim alınacak. Pamuk ekim alanları artmaya başladı, soya fasulyesinde de bir artış var. Bağlarla ilgili de herhangi bir sıkıntı yaşanmadı. Bu sezon sektör adına güzel hatırlanacak mı? Ben 1996 yılından beri bu sektörün içindeyim ve 4-5 ayrı krize tanık oldum. Ama hiçbir zaman bizim tarım sektörünün küçüldüğünü görmedim. Sektörümüz her krizden biraz daha güçlenerek çıkıyor. Tabii ki bir taraftan zarar edenler, hatta batanlar da oluyor. Tarım sektörünün asıl sorunu; ticaretin ortada nakit olmaksızın yapılması. Yani hayali koşullara dayanıyor olması. Zirai ilaç pazarı için de bu geçerli mi? Sanıldığının aksine zirai ilaç aslında çok küçük bir pazar ve herkes bu pazarın içinde ürün satmaya çalışıyor. Örneğin pazar yüzde 10 büyürken, ürün sayısı yüzde 500 artabiliyor. Bu nedenle son 10 senede anormal bir kirlilik yaşanıyor. Bu kirlilik de üreticiyi bunaltıyor. Durumu zayıf olan ya da piyasaya girmeye çalışan bir firma dip fiyat verdiğinde diğer firmalar da bunu dikkate almak zorunda kalıyor. Tüm bunlar çatışmayı iyice güçlendiriyor. Bu durumda iki şey öne çıkıyor: Güven ve kalite. Şu anda uluslararası şirketler mal satabiliyorlarsa bu iki nedenin biri sayesindedir. Bu güven üreticiye sağlanabiliyor mu? Mesela büyük üreticilerden biri geçen gün 80 dekarlık bir narenciye bahçesini sökmek durumunda kaldı. Artık kârının olmadığını, hatta her yıl daha fazla kaybettiğini söylüyor ve “Bir şeyleri değiştirmemiz lazım” diyor. Ama kullandığı ilacı değiştirmeye karar verdiğinde ise çok fazla ürünle karşılaştığını ve karar vermek için güven duymak zorunda olduğunu söylüyor. Yani burada üretici değişimi planlıyor, ama değiştiremiyor. Üreticimiz yenilikçi değil gelenekçi. Güvenecek kişi ya da kuruma ihtiyacı var. Üretici tarafından bakarsanız ciddi bir güven sorunu var. Güven de kaliteden ileri gelen bir şey. Burada bize düşen ise kaliteyi güvenle satmak. Sektörün kamudan beklentisi nedir? Aracıların azaltılması ve üreticinin girdi maliyetleri azaltılarak desteklenmesi gerekiyor. Üretici daha az maliyetle üretim yapıp daha büyük kârlar ile mal satarsa daha kaliteli ve sağlıklı ürünleri piyasa sürecektir. Yani bu geleceğimiz için de çok önemli. Amacımız sağlıklı nesiller yetiştirmek ise buna yönelik biyolojik çalışmaların da artması gerekiyor.
Yorumunuz Gönderildi
Yorum Yap
Başka yerde bulamayacağınız tarım ve kültür haberlerini düzenli olarak almak için aşağıdaki kutucuğa e-posta adresinizi yazın ve gönder butonuna tıklayın; tarlasera e-bülten adresinize gelsin!
Tarım arazinizde ya da doğa yürüyüşlerinde rastladığınız yabani bir bitkiyi görür görmez tanımak ister miydiniz? PlantNet isimli akıllı telefon uygulaması bu zorlu görevi yerine getirmeye aday.
Meyve bahçelerinde kayıplara yol açan yabancı ot türleri sayılamayacak kadar çok! Ancak bu zararlılarla mücadele yöntemleri de bir o kadar çeşitli.
Hububat fiyatlarında dünya ölçeğinde yaşanan dalgalanmalar Türkiye’yi de alarm durumuna geçirdi. TMO’nun buğday, arpa ve mısır kararları piyasada istikrarı amaçlıyor.
Birçok ağaç türünde yarı parazit olarak yaşam süren ökse otu, meyve üreticilerinin baş belası olabiliyor. İşte ökse otundan kurtulmanın püf noktaları.
Özenli bir bitki koruma ve gübreleme zeytinde sonucu tamamen değiştiriyor. tarlasera zeytinde sık yapılan hataları uzmanlara sordu.