Pestisitte riski en aza indirmek için...

Avrupa Bitki Koruma Birliği (ECPA), “Pestisitler ve Biyoçeşitlilik” başlıklı yeni raporunun Nisan ayı içinde yayınladı. Raporda bitki korumada risk yöntemini ve “hedef olmayan” canlıların korunmasına vurgu yapılıyor. Avrupa Birliği’nin tarımsal uygulamaların çevreye olan etkisinin en aza indirme amacıyla getirdiği zorunlu önlemler bulunduğu hatırlatılan raporda, üreticilerin pestisitlerin üzerlerinde bulunan net bilgilendirme etiketlerinde yazan kurallara uymak zorunda olduğunu söylüyor. ECPA’nın paylaştığı bilgilere göre, pestisitlerin tarım alanı haricinde kalan çevreyle temas etmesinin 3 farklı yolu bulunuyor: Bunlar rüzgar yoluyla, su yoluyla ve kasıt dışı yanlış püskürtme sonucu. Arazi-dışı çevrenin korunması için ECPA’nın önerdiği risk yönetimi önlemlerinden ilki sıvı spreylerde akıntıyı önleyen püskürtücüler kullanılması. Bu püskürtücülerin ilaçlama aygıtlarına takılmasıyla ilaç damlalarını sayısı azaltılabiliyor. ECPA yetkilileri, böylece rüzgarın pestisit zerreciklerinin taşıma oranını azalttığını belirtiyor. Ekili araziler ile ekili olmayan araziler arasında tampon bölgeler oluşturmak da diğer koruma yöntemleri arasında. Raporda şu ifadeler yer alıyor: “Arılar, kuşlar, toprakta yaşayan organizmalar ve biyoçeşitliliğin diğer öğelerinin korunmasına yönelik bu önlemler, üreticiye üretim kârı ile biyoçeşitliliği koruma arasındaki paralel mücadeleyi yürütebilmesine fırsat verecek.” Bunun yanı sıra; potansiyel ekim sahasına bitişik bir akarsu bulunduğu takdirde, sulak alanların civarında kullanılmasına izin verilen pestisitlerin tercih edilmesi gerektiği belirtiliyor. Uzmanlara göre bu ürün çeşitliliğinin önemini de gösteriyor: “Kapsamlı bir pestisit listesi ve doğru zamanda doğru yerde uygulanacak ürünü seçebilmek çok önemli. Bu hem üreticinin kendi ürününün sürdürülebilirliğini sağlaması hem de hedef dışı organizmaların risk dışına taşınması demek.”