İngiltere’nin güneybatısındaki Devon bölgesinde genetiği değiştirilmiş (GD) buğdayların deneme ekiminin yapıldığı Rothamsted Araştırma Merkezi’ne gizlice girerek ürünleri tahrip ettiği iddia edilen bir kişi yargılanıyor.
Henüz doğrulanmayan bilgilere göre; GM çeşidin yetiştirildiği araziye girerek buradaki buğdayları kesen 50 yaşındaki Hector Christie, bir başka GM arazisine ise doğal buğday tohumları serpti. Merkez'de bulunan bilimciler ise yaptıkları açıklamada denemeyi iptal etmelerini gerektirecek bir zararın söz konusu olmadığını duyurdular.
Arazide, yaprakbiti ve diğer zararlıları uzak tutan kimyasal sinyaller yayan transgenik bir buğday çeşidinin deneme ekimi yapılıyor. Bu çeşidin zararlıları öldürmeksizin, yalnızca uzak tutarak ürünün güvenliğini sağlayan dünyadaki ilk GM ürün olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, deneme başarılı olduğu takdirde buğday tarlalarında pestisit kullanımının tarihe karışabileceğini belirtiyorlar.
Maurice Moloney olayı vandalizm olarak nitelendirirken, pestisit kullanımını azaltacak bir alternatif arayışının şimdiki ve gelecek nesiller için önemli olduğunu vurguluyor. Öte yandan GM teknolojisinin muhalifleri, çeşidin açık havada ekilmesiyle çevrenin ve çevredeki diğer buğday ürünlerinin bundan etkileneceğini savunuyorlar. Eylemi üstlenmeyen muhalif gruplardan “Take the Flour Back”ten Eleanor Baylis olayla ilgilerinin olmadığını belirtirken, araziden yayılan GM polen miktarının azaltılması yönünde bir düzenleme beklediklerini söylüyor.
Tarla “baskın”ı her ne kadar cesur ve yaratıcı bir eylemse de asıl tartışma onun yıkıcı tavrında odaklanıyor. Ancak belki eylemin biçiminden de önemlisi şu ki; GM teknolojisi ile doğal üretimi uzlaşmaz karşıtlıklar olarak iki uç noktaya taşıyan bir algı her ülkede bulunuyor. Teknoloji ile doğanın karşı karşıya gelmediği bir tarımsal üretim fikrinin hem gerçeklikte, hem de zihinlerde bir an önce oluşması gerekiyor.