Mazot ve benzine gelen ÖTV zamlarının pompaya yansımasıyla birlikte üreticinin kullandığı akaryakıt bedeli bir önceki aya göre yüzde 46 artış gösterdi. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde bu zamların gıda arzını tehlikeyi atabileceği düşünülüyor.
Son günlerde Türkiye’nin en önemli gündemi ek vergiler ve zamlar. Bu zamlardan en öne çıkanı da hiç şüphesiz akaryakıtta alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) tutarlarında yaşanan artışlar. Özel Tüketim Vergisi Kanunu'na Ekli (I) Sayılı Listede Yer Alan Mallara İlişkin ÖTV Tutarlarının Yeniden Belirlenmesi Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı, 16 Temmuz’da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kararla birlikte ÖTV tutarları mazotta ve benzinde litre başına 5 lira ve LPG'de 4 lira artırılmış oldu. ÖTV artışının ardından akaryakıt fiyatlarına da yaklaşık yüzde 21 zam geldi. Bunun sonucunda da benzin ve motorin fiyatları yaklaşık 6 lira zamlanarak pompaya yansıdı.
Üreticiler hayal kırıklığı yaşıyor
Akaryakıt zamlarının ardından birçok sektörde ve üründe zam dalgalarının gelmesi beklenirken ÖTV artışlarının tarım sektörünü de olumsuz etkileyeceği düşünülüyor. Hâlihazırda üreticilerin mevcut girdi maliyetlerinin altında ezildiği görülürken akaryakıtta yaşanan bu zamlarla birlikte daha fazla soruna maruz kalacak. Akaryakıt zamlarına dair açıklamalarda bulunan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımsal üretim faaliyetinin kışlık ve yazlık ürünlerde yoğun bir şekilde devam ettiği bugünlerde, mazota yapılan zammın üreticileri olumsuz etkilediğini vurguladı ve şöyle devam etti: “Mazot ve gübre fiyatlarının makul bir seviyede gittiği bir dönemde ÖTV artırılarak mazota yapılan fahiş zamla birlikte üreticilerimiz hayal kırıklığına uğradı. Diğer yandan buğday, arpa ve mercimek gibi önemli ölçüde mazot kullanılan kışlık ürünlerde ekim ayları yaklaşıyor. Üreticilerimiz bu dönemde kazandığıyla borçlarını ödeme ve sonraki sezonun girdilerini temin etme yolunda ciddi sıkıntıya girecektir.”
Mazotta yüzde 46 oranında artış
Üreticilerin mağdur olmaması ve üretime devam edebilmesi için 2023 yılı mazot desteklerinin artırılması gerektiğini söyleyen Bayraktar, “Geçen yıl olduğu gibi ödemelerin erkene çekilmesi için çalışma yapılmalıdır. Fakat geçen yıl yapılan ve çok sağlıklı olmayan ayni ödemeden vazgeçilip, bu yıl mazot destekleri üreticilerimizin hesabına doğrudan aktarılmalıdır” diye konuştu.
Açıklamalarının devamında mazot fiyatlarının 16 Temmuz 2023’te bir önceki ayın aynı gününe oranla yüzde 46 artışla 22,55 liradan 32,80 liraya yükseldiğini ifade eden Bayraktar, 16 Temmuz 2022’ye göre ise yüzde 29 artarak 25,48 liradan 32,80 liraya yükseldiğini belirtti. Bayraktar’a göre güncel fiyatlarla mazot fiyatının yüzde 22’si ÖTV’den oluşuyor. Mazotta uygulanan KDV de ilave edildiğinde mazot fiyatının yüzde 38,5’i vergiden oluşuyor.
Mazotun yüzde 12’si tarımda kullanılıyor
Bayraktar’ın açıkladığı veriler, 2022 yılında Türkiye’de tüketilen 24,5 milyar litre mazotun 3 milyar litresinin tarımda kullanıldığını gösteriyor. Bu da toplam mazot kullanımının yaklaşık yüzde 12’sini oluşturuyor. Ayrıca üreticinin bugünkü satış fiyatıyla mazota ödediği toplam miktarın 99 milyar liraya denk geldiğini vurgulayan Bayraktar, bu durumda üreticiden alınan mazot vergisinin yaklaşık 38 milyar lira olacağını söylüyor ve ekliyor: “Devletin 2023 yılında yaklaşık olarak verdiği destek 54 milyar liraydı. Bu durumda üreticinin ödediği mazot vergisi tarıma verilen toplam destek miktarının yüzde 70’ine denk geliyor. Teknolojinin ilerlemesi ve makineleşmenin artmasıyla birlikte tarımsal üretimin her aşamasında mazot kullanılıyor. Tarım için mazot bir üretim aracı, tüketim maddesi değil. Bu nedenle özel tüketim olarak düşünülmemeli ve vergi de konulmamalı. Toplam üretim maliyeti içerisinde işgücü maliyeti ve arazi kirasından sonra mazot maliyeti önemli bir kalem. Mazot maliyeti ürünler itibarıyla farklılık göstermekle birlikte yüzde 10 ila 20 arasında değişmekte.”
Tarımsal üretimde vergi kaldırılmalı
Mazot fiyatlarının gıda arzına yansımalarına dair görüşlerini de ileten Bayraktar, “Tarımda kullanılan mazotun fiyatının artması tarımsal ürün arzına vurulan en büyük darbelerden birisi. Devamlı artan talebin karşılanamaması, enflasyon gıda sepetinin yüzde 25’ini oluşturan gıda fiyatlarında artışı getirecek, enflasyon yükselecek. Geliri zaten düşük olan üreticilerimiz mazot fiyatlarına yetişemeyecek, üretim sekteye uğrayacak, artan gıda fiyatlarından tüketicilerimiz de olumsuz etkilenecek. Tarımsal üretimin sürdürülebilmesi ve sorunun kökten çözümü için mazottaki ÖTV ve KDV toptan kaldırılmalı” diye konuşuyor.
Enflasyon ve döviz kurlarında yaşanan artışlar her geçen gün tüketicilerin gıda sepetlerinde eksilmeler yaşatıyor. Bir diğer taraftan ise akaryakıtta uygulanan vergi zamları ve döviz kurlarındaki artışlar gıda arzını tehlikeye atacak gibi görünüyor. Üretimin sürdürülebilir kılınması adına üreticilerin en önemli beklentileri gübre ve mazot gibi girdilerde desteklerin artırılması. Ayrıca üreticileri ÖTV gibi vergilerden muaf tutmak zorunluluk gibi görünüyor.