Gıdadaki enflasyon kurdaki depremin ardından vites büyütürken marketler temel ürünlere satış kotası koymaya başladı. Fiyatında fahiş artışlar olan ürünler Türkiye’nin tarımdaki kökleşmiş sorununa işaret ediyor.
Uzunca bir süredir değer kaybetme eğilimindeki Türk lirasının Salı günü yaşadığı sert düşüş tarım ve gıda ürünlerine güncellenen etiketlerle yansımaya başladı. Tarımsal zincirin son halkası olan tüketicilerin üretim maliyetlerindeki enflasyon ve tedarik krizini anlamaları için market ve pazar fiyatlarına bakması yetiyor.
Özellikle yaz aylarından beri pek çok üründe birden fazla zam yaşanırken, temel gıda ürünlerindeki enflasyon ise yıllar öncesine kalmış sahneleri tekrar canlandırmaya başladı. Bitkisel yağ, şeker ve un gibi ürünlerde bir süredir fabrikalar tarafından uygulanan satış kotaları marketlere de yansımış durumda.
Ayçiçeğinde zam alışkanlığa dönüştü
Kurdaki depremle birlikte fiyatı yükselen ve satışına kota getirilen ilk ürünlerden biri ayçiçek yağı oldu. Kilogram fiyatının 25 TL’yi bulduğu üründe tüketiciler zamlara ve fahiş fiyatlara aslında uzun süredir alışkın! Türk lirası güç yitirdikçe ayçiçek yağının da pahalı hale gelmesindeki asıl neden ise üretimdeki yetersizlik ve ithalata bağımlılık.
Yağ hırsızları geri mi gelecek?
Türkiye bugün itibariyle dünya genelinde en çok ayçiçeği tohumu ithal eden ülke! Covid-19 salgınıyla birlikte gelen ithalat-ihracat kısıtlamalarının fiyata bariz şekilde yansıması da bu yüzden. Pandemi öncesinde kg fiyatı 10,5 TL civarındaki ayçiçek yağı bu yılın başına gelindiğindeyse 15 TL sınırına ulaşmıştı. “Yağ hırsızları”nın ortaya çıkmasına bile yol açan o fiyat tablosuna bugünlerde tam 10 TL daha eklenmiş halde.
Ekmek de un ve makarnanın peşinden gidecek
Bazı marketlerde satışı birer paket ile sınırlandırılan unun yanı sıra ekmek ve makarna gibi diğer buğday temelli ürünlerde de yeni zamlar kapıyı çaldı. Bu yıl içinde değeri ikiye katlanan unun kilosu önümüzdeki günlerde 12 TL/kg, 1 paket makarnanın ise 5 TL civarında olacak. Üretim maliyetlerinin 5 yılda 3 katına çıktığını söyleyen Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı’ya göre ekmek fiyatlarının da 2,5-3 TL’ye çıkması kaçınılmaz.
Buğdayın kaderi ayçiçeği ile aynı
Buğdaydan üretilen ürünlerde fiyatların döviz kurundaki hareketliliğe paralel olması da bir tesadüfe değil, dahası, tıpkı ayçiçeğindeki gibi acı bir gerçeğe işaret ediyor. Anadolu’da tarımın sembolü olan buğdayda, tüm üretim ve ihracata karşın sürekli artan dışalımı Türkiye’yi ithalatta da ilk sıraya yerleştirmiş durumda!
İthalata 2,3 milyar dolar harcandı
Son 9 yılın en yüksek seviyesine ulaşan küresel buğday fiyatlarında pandemi ve düşük yağış miktarları etkili olurken, başta kuraklık olmak üzere benzer süreçler yerli üretimi de en az diğer üretici ülkelerde olduğu gibi potansiyelinin altında bıraktı. Ancak geçtiğimiz yıl 2,3 milyar dolarla dünyanın en büyük buğday ithalatçısı konumuna gelen Türkiye’nin dünya genelindeki bu enflasyondan en olumsuz şekilde etkilenmesi ne yazık ki şaşırtıcı değil.