Antepfıstığının yoğun olarak yetiştiği bölgelerde şu günlerde zorlu bir mücadele başladı. Mücadelenin konusu ise kuraklığın doğal sonucu olan bir fitoplazma hastalığı.
Türkiye’de geçtiğimiz yıl yaşanan “susuz yaz”ın ardından sezon içinde ise aynı ölçüde kurak bir kış mevsimi geride kaldı. Yalnızca tarımsal üretimi değil kentsel yaşamı da tehdit eder boyutlara ulaşan düşük yağış oranları ülkenin su haritasını “tehlike” kırmızısına boyarken, içinden geçilen kuraklık sürecinin tarım alanlarındaki etkileri de tek tek su yüzüne çıkmaya başladı.
Bitkilerin ve toprağın yeteri kadar suyla buluşamamasının dolaylı etkilerini hisseden başlıca ürünlerden biri de antepfıstığı. Geçtiğimiz yıl itibariyle antepfıstığında yakalanan rekolte rekor seviyelere ulaşmış, ancak bu bolluk sezonunu düşük fiyat ve rekabet sorunları gölgelemişti. Ürünün bu yılki sorunu ise yağış azlığı ve düşük sıcaklıkların sebep olduğu fitoplazmalar, yani bakteri parazitleri.
Henüz kimyasal bir çözümü bulunmuyor
İlk olarak 2014 yılında tanımlanan bir fitoplazma türü olan ve üzüm, tütün, mısır gibi ürünlerde de zirai mücadelenin muhataplarından biri haline gelen Candidatus Phytoplasma solani hastalığı bu yıl Kilis, Gaziantep ve Şanlıurfa gibi antepfıstığının yoğun olarak yetiştirildiği bölgelerde çok sayıda bahçeyi etkisi altına aldı.
Kuraklığın doğal sonuçlarından biri olarak kabul edilen hastalık antepfıstığı ağaçlarında sararma, yaprakların kuruması ve küçülmesi ile kendini belli ediyor. Ürün verimliliğinin düşmesi ile sonuçlanan tüm bu semptomlara karşı kimyasal bir çözüm bulunmadığı için tek çözüm kültürel önlemlerle yapılan mücadeleden geçiyor.
Gübreleme ve sulama yaşamsal önem taşıyor
Şu an için hastalığın en sık görüldüğü il olan Kilis başta olmak üzere tüm üretim bölgelerinde fitoplazmaya karşı zorlu bir süreç başlamış durumda. Bahçelerde ilk müdahale olarak budama uygulaması yapılırken, bulaşık alanlardan toplanan örnekler de analiz edilmek üzere Adana Zirai Mücadele ve Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü’ne gönderiliyor.
Besin elementi eksikliği tespit edilen ağaçlarda gübreleme ve imkan olduğu ölçüde sulama yapılmasının hastalığa karşı etkili olacağını söyleyen Kilis Tarım ve Orman İl Müdürü Nuri Kökçüoğlu, Ayrıca budama yapılan aletlerin hypochlor suyla dezenfekte edilmesi, hastalıklı ağaçlardan aşı kalemlerinin alınmaması ve erken dönemde emici böcek ve psilidaya karşı mücadele yapılması da önemli” diyor.