İklim değişikliği, su kaynakları ve tarım arasındaki kritik denklemi Kapak Konusu sayfalarında inceleyen Aylık Tarım ve Kültür Dergisi tarlasera bu ay da okurlarına dopdolu bir içerik sunuyor.
Kontrol altına alınamayan nüfus artışı ve iklim değişikliğinin etkileriyle birlikte gezegenimizin başlıca yaşam kaynakları risk altında. Önlem almadan geçen her dakikanın doğa ve insan aleyhine işlediği bu süreçte sorunun ciddiyetini anlayan ülkeler dört koldan yeni politikalar ve uygulamalarla geleceğe hazırlanıyor.
Ancak gerçek bir dönüşümü sağlamanın yolu, tüm bu aksiyonların birbirini besleyip ve dünya geneline yayılacağı ülkelerarası bir birliktelikten geçiyor. İklim değişikliğiyle mücadelede yaklaşık 200 ülkeyi bir araya getiren Paris Anlaşması tam da bu açıdan büyük önem taşıyor. Ancak 2015’te imzalanıp bir sonraki yıl yürürlüğe giren bu anlaşma 2021 itibariyle hala TBMM’den geçemedi. Yani anlaşma Türkiye tarafından onaylanmış değil.
Türkiye’nin “iklim eylemsizliği”
1990’lı yıllardan bu yana süren küresel görüşmelerin parçası olmasına rağmen sorumluluk almaktan kaçınması nedeniyle Türkiye’nin bu tavrına “iklim eylemsizliği” yakıştırması yapılıyor. İklim sorununda kilit sözcüğün “su” olduğu ve Türkiye’nin de su kaynakları açısından hiç de zengin bir ülke olmadığı düşünülürse, bu “iklim eylemsizliği”nin uzun vadede nelere mal olacağını anlamak hiç de zor değil…
Artık Türkiye’nin Paris Antlaşması’nı imzalamayan 6 ülkeden biri olarak kalmasına gerekçe bulmak bile imkansız! Tükenen su kaynakları, yükselen sıcaklıklar ve iklim şartlarındaki dramatik dönüşümler her şeyden önce bitkisel üretime darbe vuruyor. Yalnızca, geçtiğimiz yıldan beri düşük seyreden yağışların üretimde yarattığı etki bile bu eylemsizliğin artık bir an önce son bulması için yeterli bir sebep.
Bit yeniği aramak mı, yeniliği aramak mı?
Mesele elbette bir imzadan ibaret değil. Tüm bu antlaşmalar, yasalar, değişen üretim ve tüketim anlayışları, yeni teknolojiler, tasarruf yöntemleri… Hepsi de tek tek o ya da şu ülkenin çıkarına değil, doğaya ve onun parçası olan insanlığa dair bir anlam taşıyor. Bu yüzden de konu üzerine uluslararası çalışmalara yaklaşırken içlerinde bir “bit yeniği” arama alışkanlığından vazgeçip tüm dikkati suyun, toprağın ve havanın nasıl daha iyi korunabileceğine vermek gerekli.
tarlasera’nın bu ayki Kapak Konusu da işte bu nedenle dikkatleri su kaynakları ve suyun verimli kullanımına yönlendirmeyi hedefliyor. Bu yazı okurlarımızı suyun, dolayısıyla da dünya üzerindeki tüm yaşamın geleceğinin tarıma dair yeniliklere derinden bağlı olduğuna ikna eder ve bu konudaki duyarlılığa bir parça katkı sunabilirse amacına ulaşmış olacak.
Tarım arazilerinde hava trafiği artarken!
Elbette ne politik gündem, ne bürokrasi ne de farklı türden ayak diremeler tarımın genelinde yaşanmakta olan büyük dönüşüme engel olabilecek güçte değil. Dönüşümün en baş döndürücü şekilde yaşandığı alan ise artık klasik “mekanizasyon” konseptinin de dışına taşan tarımsal aygıtlar. Bunların başında ise tarımsal robotlar ve insansız hava araçları geliyor.
Hem çeşitli işkollarına hem de gündelik yaşama büyük bir hızla giriş yapan drone’lar, söz konusu tarım olduğunda işgücü ve zamandan tasarruf ile özdeşleşmeye başladı. Henüz birkaç yıl öncesine kadar şaşırtıcı bir icattan ibaret olan, bugün ise kimi üreticilerin arazisini, pek çoklarının ise hayalini süslemeye başlayan tarımsal drone’lar tarlasera’nın Mayıs dosyasında inceleniyor.
İlham verici öyküler ve detayda gizlenen gündem
Plansız üretim kıskacına giren muz, çeltikte yabancı otlara karşı entegre mücadele, yıldızı parlamaya başlayan kuş darısı, Anadolu’da buğday üzerine yaptığı çalışmalarla tarıma dair birçok ezberi bozan Mirza Gökgöl’ün öyküsü ve jeotermal enerji sayesinde tarımda kendine yeter bir ülke olma yolunda ilerleyen İzlanda’nın başarı hikayesini de bu ay tarlasera Detay sayfalarında okuyacaksınız.
Okumak için mola verin!
Yenilikçi tasarımı ve görsel kalitesiyle yıllardır okurlarına çok özel bir dergi deneyimi yaşatan tarlasera’nın Mayıs sayısını edinmek Satın Al sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. Derginizi dijital ortamda okumak için ise Dergilik uygulamasını telefonunuza indirip bu linke tıklayabilirsiniz. tarlasera’yı her ay masanızda görmek için ise tek yapmanız gereken abone olmak. Bunun için Abonelik sayfamızdan yalnızca birkaç dakika süren abonelik işlemlerini gerçekleştirmeniz yeterli.
Keyifli okumalar dileriz!