Türk üreticisi kararlarını sislerin içinde kaybolmuş bir halde veriyor. Bunu aşabilmek için ise Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, diğer bir deyişle Türkiye’nin en büyük holdinginin tüm organlarıyla birlikte doğru hedefe yönlenmesi gerek.
Özer Çolpan
Ülkemizin en büyük, en zengin ve en çok çalışanı olan holdingi. Milyonlarca küçük işletmenin oluşturduğu bu dev holdingin tek bir şeye ihtiyacı var: İyi yönetilmek… Daha doğrusu varlığını, potansiyelini görüp sistemin çalışma şeklini yeniden organize etmek. Aslında ülkemiz bunu büyük ölçüde gerçekleştirmiş durumda; fakat bu konuda birkaç sihirli dokunuşa ihtiyacımız olacak.
Tarımsal üretimde dünyada ilk 10 ülke içinde yer alan ülkemiz, yapmış olduğu üretimi sırasıyla yüzde 5, 10 ve en sonunda 20 oranında büyütebilir. Bunun için yeterli toprağımız, insan gücümüz, bilgi birikimimiz var. Tek yapmamız gereken bunların doğru hedefe yönlendirilmesi.
Türk üreticisi üretim yaparken kararlarını sislerin içinde kaybolmuş bir halde veriyor. Üreticiye ışık tutacak bir fenere ihtiyacı var.
Ülkemizin ihtiyaçları, ülkemizin üretim kapasitesi ve ülkemizin gizli üretim potansiyeli bütün bu üç öğenin doğru kullanılması için çalışılması gerekiyor. Diğer bir değişle; holdingimizin sinir sistemindeki ve kan damarlarındaki tıkanıklığı çözmemiz gerekiyor.
Tarım Bakanlığımızın, yani Holdingimizin beyninin bütün organlarının hedefe doğru yönlendirmesi lazım. Bu da organlarımıza yani üreticilerimize, çiftçilerimize, işletmelerimize doğru bilginin zamanında iletilerek, doğru üretim programlamaları yapmalarını sağlayarak başarılabilir. Bunun için sinir sistemimizi kullanmamız gerekiyor, yani Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri ve Ziraat Odalarımızı.
Ayrıca yine en önemli organlarımızdan biri olan kalbimizin, yani tarımsal araştırma enstitülerimizin, ziraat fakültelerimizin ve özel şirketlerimizin tarımsal üretimin gelişmesi hususunda çok daha fazla çalışması gerekiyor. Onların yapacağı buluşlar, araştırmalar, yenilikler ve gelişmeler Türk tarımını çok daha ileriye taşıyacaktır.
Ayrıca Holdingimizin doğru bilgi ve veriye ihtiyacı var; bunun için de devletimizin bütün kurumlarından veri akışı sağlayıp bunu Tarım Bakanlığımız önderliğinde analiz etmemiz hayati önem taşıyor.
Bütün dünya pandemi sürecinde tarımın önemini bir kere daha fark etti. Bizlerin de sahip olduğumuz gücü fark edip bunu harekete geçirme zamanımız geldi geçiyor.
Tarımsal üretim bir problem çözme sanatıdır ve zamana karşı bir yarıştır. Ülkemizin bu problemi çözmekten ve bu yarışı kazanmaktan başka şansı yok… Bunun için de Türk tarımının hedefe doğru yönlendirilmesi, yönetilmesi gerekiyor.
Bizler bunu yapabiliriz, yapmalıyız…