İzmir’in Seferihisar ile Menderes ilçeleri sınırında henüz yasal izin alınmayan JES projesi için inşa çalışması başlatıldı. Yöre sakinleri ise kurulan şantiyeye gelerek doğal ve tarımsal dokuyu tehdit eden projeye tepkilerini dile getirdi.
Ege Denizi’nin Seferihisar açıklarında 30 Ekim günü yaşanan ve 155 can kaybının yanı sıra pek çok yurttaşın evsiz kalmasına yol açan depremin acısı sürüyor. Özellikle Bayraklı ve Bornova ilçelerinde büyük kayıplara neden olan deprem sonrası oluşan tsunaminin etkili olduğu Seferihisar, bugünlerde bir de doğa ve tarım felaketinin tehdidi altında.
Bölgenin zengin bitkisel üretimini riske atan bu tehdidin adı kısa adı JES, yani jeotermal enerji santrali. Seferihisar ve Menderes ilçeleri arasındaki sınırda bulunan Orhanlı ve Yeniköy mevkilerinde inşa edilmek istenen ve başta bölgeye özgü “erkence” türü zeytinlikleri olmak üzere tarım alanlarının geleceğini belirsizliğe iten projeye karşı yöre sakinleri seslerini duyurmaya çalışıyor.
Çevreye yüksek ısı ve zehir saçacak
Bir süredir gündemde olan proje kapsamsında bölgede 14 afet jeotermal arama kuyusu açılması planlanıyor. Projeye ilişkin yasal izin süreçleri devam etmesine karşın Orhanlı köyünde bir şantiye kuruldu ve kuyu inşa çalışmaları başlatıldı.
Henüz Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu sonuçlanmamış olan proje, bölgenin doğal yapısını ve yöre halkının ekonomisinin temelini oluşturan tarımsal üretimi tahrip edecek boyutta. Zeytin bahçelerinin yanı sıra yaşam alanlarını da tehdit eden en önemli iki faktör havada oluşacak yüksek ısı ve nem ile hava ve su kaynaklarına karışacak olan zehirli maddeler.
Yöre halkı şantiye alanını kapattı
Orhanlı’da kurulan şantiye ve arama kuyusu inşasının hukuksuz olduğunu söyleyen yöre sakinleri, geçtiğimiz gün şantiye alanını kaparak tepkilerini dile getirdi. “Suyuma, toprağıma, zeytinime dokunma” diyen yurttaşlar şantiyenin kaldırılmasını talep ederken, Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin ise yasadışı şekilde kurulan tesisin kaldırılacağına dair teminat verdi.
“Depremi fırsat bildiler”
JES projesine dair çalışmaların zamanlaması ise dikkat çekici. Projeyi yürüten enerji şirketi, İzmir’de yaşanan depremin hemen ardından çalışmalarını hızlandırarak köyün piknik alanına yalnızca 24 saat içinde konteynırlar getirilerek şantiye alanı oluşturdu. Depremle birlikte bürokrasinin çalışmalarını diğer hizmet alanlarına kaydırmasını fırsat bildiklerini söyleyen Orhanlı Köyü Kültür Doğa Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Başkanı Yaşar Buyruk, “İnsanlar depremde yaralarını sarmaya çalışırken onlar burada ikinci bir deprem yaratıyorlar” diyor.
Gıda her şeyden önce gelir!
Yapılmak istenen jeotermal enerji santralinin üreticiler için geri dönüşü olmayan sorunlara yol açacağını söyleyen Buyruk, “Köyümüz yüzlerce yıldır üreterek yaşamını sürdürüyor. Santralin üreteceği elektrikten daha kıymetli bir şey olan gıda üretiyoruz. Bizlere destek veren çevre hukuku avukatlarının da katkılarıyla konunun takipçisi olacağız” diye konuşuyor.