“Ağaç domatesi” olarak da bilinen tamarillo, kendine has görüntüsü ve tadıyla artık yalnızca özel bir tüketici kitlesine değil geniş bir pazara hitap ediyor.
Hem ekonomik değeri hem de tüketim oranlarıyla domates dünya sebze pazarının en önemli ürünü olma unvanını kimseye bırakmıyor. Ancak söz konusu tarımsal pazarlar değil de bitkiler dünyası olduğunda, domatesi için “sebze” terimini kullanırken biraz daha dikkatli olmak gerekiyor. Domatesin kendisi nasıl tanımlanmaktan hoşlanıyor bilinmez ama, bitki bilimciler onu “meyve” olarak sınıflandırmaktan yana!
Aslında tüm domates türleri gibi Patlıcangiller (Solaneae) familyasının Solanum cinsine ait olan tamarillo, domatesin gerçekte bir meyve olduğunu tüm bilimsel kitaplardan daha iyi anlatıyor. “Ağaç domatesi” olarak da bilinen tamarillo, hem yetişme biçimi hem de bilindik domateslere göre daha tatlı daha ekşi tadıyla domates ailesinin meyveler dünyasında en iyi kamufle olan üyesi.
25 yıllık bir serüven
Anavatanı Güney Amerika olan ağaç domatesi, bu kıtaya özgü mutfaklarda yüzyıllardan beri kendine yer bulsa da, dünya çapındaki popülaritesini son çeyrek asra borçlu. İlk olarak 1996 yılında Avustralya’da ticari olarak üretilip dünya pazarına açılan meyvenin kaderi de bu tarihten sonra değişiyor. Ürünü bahçe domateslerinden ayırt edebilmek, ve biraz da “egzotik” bir hava katmak için belirlenen “tamarillo” ismi de bu tarihten itibaren adını duyurmaya başlıyor.
Nerede yetiştiriliyor?
Bugün tamarillonun en önemli üreticileri arasında Kolombiya ve Ekvador gibi Güney Amerika ülkelerinin yanı sıra Yeni Zelanda, Avustralya, Malezya, Filipinler ve ABD’nin Kaliforniya eyaleti bulunuyor. Kivi, domates ve kayısı karışımı tadıyla kendine has bir aroması olan meyveyi çiğ tüketenler kadar salata ve tatlılarda kullanan tüketiciler de var.
Tamarillo Doğu Karadeniz’de
Tamarillo Türkiye’deki mutfaklarda henüz kendine sağlam bir yer edinmemiş olsa da, tarım alanlarında çoktan yer bulmaya başladı. Dünya pazarında genelde pazarlama ağını kivi ile paylaşan tamarillo, Türkiye’de de kivinin merkezi haline gelen Doğu Karadeniz’de kolaylıkla yetişiyor. Meyvenin bu potansiyelini fark eden üreticilerden biri de Rize’nin Pazar ilçesinde üretim yapan Erdal Saydi.
Hem yurtiçi hem yurtdışından talep var
Bundan tam 12 yıl önce yurtdışından getirdiği fidanları deneme amacıyla kendi bahçesine diken Saydi, aldığı yüksek verim karşısında üretimini genişletmeye karar vermiş. Bugün 10 tamarillo ağacından yaklaşık 300 kg meyve toplayan üretici, ürüne İzmir ve Adana gibi illerin yanı sıra Rusya gibi yurtdışı pazarlardan da talep geldiğini söylüyor.
Tamarillonun reçelini de yaptıklarını söyleyen Saydi, meyvenin hem yetiştirme hem de pazarlama aşamasında hiç sorun yaşamadıklarını dile getiriyor ve “Ürünü herkes kolaylıkla yetiştirebilir. Müşterisi her zaman hazır, siparişle gönderiyoruz. Antioksidan özelliğiyle çok ilgi görüyor. Özellikle bayan tüketicilerden büyük talep var” diyor.