Ed Currie, dünyanın en acı biberi unvanına sahip Carolina Reaper’ın mucidi. Bir zamanlar evinde üretip yakınlarıyla birlikte tükettiği acı biberler, bugün Currie’yi yaklaşık 100 ülkeye ihracat yapan bir “biber sosu kralı” haline getirdi!
Sosyal medyanın son yıllarda popüler kültüre kazandırdığı olgulardan biri meydan okuma, ya da nam-ı diğer “challenge” merakı. Dünyanın en acı biberi türü olarak bilinen Carolina Reaper, birkaç yıldır bu meydan okuma furyası sayesinde pek bir meşhur oldu! Acılığıyla Guinness Rekorlar Kitabı’na giren biberin değil kendisini, sosunu bile yemek gerçekten de cesaret istiyor.
Scoville ölçeğine 1 milyon 641 bin oranında acılık değerine ulaşan Carolina Reaper, dünyanın en acı biberi olma unvanını Trinidad Moruga Akrebi biberinin elinden aldı. Böylesi yüksek bir oran, özellikle de acı gıdalara dayanıklılığı düşük kişilerde hiç de şakaya gelecek gibi değil. Nitekim son dönemde “meydan okumak” uğruna birden fazla kişiyi hastanelik eden bu biberi yerken çok dikkatli olmak gerekiyor.
Biber merakı üniversite yıllarında başladı
Carolina Reaper’ın mucidi Ed Currie, ABD’nin Güney Carolina eyaletinde yıllardan beri biber ve biber ürünleri üreten bir girişimci. Bugün 95 farklı ülkeye ihracat yapan PucketButt Pepper Company isimli şirketin kurucusu ve yöneticisi olan 55 yaşındaki Currie’nin biberlere olan ilgisi, Güney Amerika’da yaşayan yerli halklar üzerine araştırma yaptığı üniversite yıllarında başlıyor.
Currie, kalp hastalıkları ve kanser vakalarının neredeyse hiç görülmediği bu geleneksel topluluklarda her öğün acı biber tüketildiğini gözlemliyor. Bunun üzerine, acı biberlerde yüksek oranda bulunan capsaicin maddesinin kansere karşı koruyuculuğu üzerine yapılan çalışmalardan da ilham alarak kendisini en yüksek acılığa sahip yeni biber türleri geliştirmeye adamaya karar veriyor.
Ev saksılarından 100 bin bitkilik araziye
Currie, 90’lı yıllar boyunca evindeki saksılarda, ardından da bahçesinde ürettiği 800’den fazla acı biber çeşidini ailesi, komşuları ve arkadaşlarıyla birlikte tüketiyor. 2000’lere gelindiğinde ise artık ünü iyice yayılmış olan bu acı biberlere karşı oluşan yoğun talebi karşılayabilmek için Bakanlık desteğiyle 100 bin biber bitkisine ev sahipliği yapabilecek bir arazi kuruyor.
Acı bir tesadüf!
Bu başarı hikayesinin asıl kırılma noktasını ise elbette acılık bayrağını devraldığı 2013 ve sonrası oluşturuyor. Aslında “Carolina Azrail’i” lakaplı bu çeşit, dünyadaki en acı biberi üretme çabasının değil bir tesadüfün sonucu ortaya çıkmış. O dönemde yalnızca tadı güzel bir çeşit geliştirmeyi denediğini söyleyen Currie, “Ama o serideki diğer 9 çeşit ve en çok da Carolina Reaper adını verdiğim biber hiç beklemediğim bir acılığa ulaştı” diyor.
Biyogenetik ve kimya uzmanlarıyla çalışıyor
Carolina Reaper’ın ünü Currie’yi kısa zamanda adeta bir “biber kralı” haline getirmiş durumda. Ancak kurduğu şirket bugün dünyanın önde gelen biber tohumu, biber sosu ve organik biber markalarından biri haline gelse de, Currie’nin araştırmaya dair heyecanı azalmış değil. Yeni çeşitlerin ıslahı için bitki genetiği ve kimya alanında uzman bir ekiple çalışan Currie, “Bir yandan da yeni acı soslar ve tentürler üretip denemesini de iş arkadaşlarım ve kendi üzerimde yapıyorum” diye konuşuyor!