AB’nin 2019 raporu Türkiye’nin tarım destekleri ve tarımsal istatistikler konusunda yeni bir strateji oluşturması gerektiğini vurguluyor.
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan serüveni bir süredir olumsuz bir tabloya bürünmüş durumda. Geçtiğimiz günlerde açıklanan AB Komisyonu 2019 Türkiye Raporu bugüne kadarki belki de en olumsuz rapor olarak tarihe geçti. Özellikle demokrasi ve insan haklarındaki gerilemeye dikkat çeken raporda, Türkiye ekonomisindeki geri gidişin de sürdüğü vurgulandı.
Geriye gidiş tarıma da mı yansıyor?
AB-Türkiye arasındaki bu uzaklaşma, aslında geçtiğimiz yıl Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’nin üyeliği konusunda yeni bir faslın açılmaması yönündeki kararına kadar uzanmıştı. Tüm bu süreçten en az etkilenen alanlardan biri ise tarım sektörüydü. Tarım ve gıda alanında AB ile uyum süreci ağır adımlarla da olsa belli bir istikrar içinde ilerliyordu.
Ancak ekonomideki çalkantıların etkisini artık doğrudan hissetmeye başlayan tarımda yaşananlar artık AB sürecine de yansımış durumda. 2019 raporunda Türkiye’nin 11. Fasıl olan Tarım ve Kırsal Kalkınma konusunda stratejik eksikliklerine dikkat çeken ifadeler de bunu doğrular nitelikte.
Destek politikalarına uyum gözetilmeli
2018 yılında özellikle AB-Türkiye arasında tarımsal ürün ticareti anlaşmasının daha iyi uygulanması için belli gelişmeler yaşandığı belirtilen raporda, buna karşın Türkiye’nin AB’nin tarım destekleme politikalarına uyum ve tarım istatistikleri oluşturulması konusunda yeni bir strateji oluşturması gerektiğinin altı çiziliyor.
AB’ye göre Türkiye 17. Fasıl olan Çevre ve İklim Değişikliği konusunda ise yaptırım ve uygulama bakımından halen zayıf bir konumda. Atık yönetiminde yaşanan gelişmelerin olumlu olduğu belirtilirken, Türkiye’nin acil olarak 2015’te kabul edilen Paris İklim Anlaşması’nı onaylaması ve katkı sunması bekleniyor.