18.2.2019
Sebze-meyvenin uzun yolculuğu
Tarımsal girdi fiyatları en çok tüketiciyi etkiliyor. Kulağa garip geliyor belki, ancak şu anda Türkiye’nin içinde bulunduğu durum tam olarak bu. Üreticilerin maliyet kalemlerindeki kur bazlı fiyat artışı, tüketicinin sebze ve meyveyi daha pahalıya satın almasına neden oluyor. Peki, tarladan sofraya gelene kadar pek çok el değiştiren sebze-meyvenin serüveni nasıl gelişiyor?
Sebze-meyve fiyatları üreticiden tüketiciye gelene kadar 6-7 kat artıyor. Örnek mi? Üretici fiyatı 1 lira olan domates, tüketiciye ulaşana kadar 7-8 liraya ulaşılıyor. Ya da 2,5 liraya üreticiden alınabilen elma, tezgahta 8 liraya ulaşabiliyor. Peki, fiyat farkının bu denli artmasını sağlayan etkenler neler? Toplumun genelinde hakim olan düşüncedeki gibi sadece halcilerden kaynaklı bir artış mı var ortada?
Sebze-meyve kaç kez el değiştiriyor?
Fiyat artışını anlamak için ürünlerin tarladan tüketiciye gelene kadar kaç kez el değiştirdiğine bakmak gerekiyor. Örneğin Antalya’da serada üretilen bir ürünün İstanbul’a gelene kadar fiyatı nasıl değişiyor?
- Kendisine ait ya da kiralık serada üretim yapmak için üretici, Antalya halindeki bir komisyoncu ile anlaşıyor. Fide, gübre, zirai ilaç, sera malzemesi ve ihtiyaç duyduğu diğer ürünleri de alarak işe başlıyor. Ürünlerin olgunlaşmasının ardından hasadı yapıp komisyoncuya teslim ediyor. Burada üreticinin fiyat belirleme imkânı yok.
- Komisyoncu 2010 yılında çıkarılan Hal Yasası’na göre yüzde yasal komisyon bedeli, yüzde 2 stopaj ve yüzde 1,44 KDV olmak üzere, toplam yüzde 11,44 oranında ekstra fiyat belirleyerek tüccara veya market tedarikçilerine ürünü satıyor.
- Market tedarikçileri komisyoncudan alınan ürünü kendi işletmesine götürerek kalitesine göre sınıflandırıyor. Sonrasında paketlemesi yapılan ürünün fiyatına yüzde 1 rüsum bedeli, nakliye gideri, işçilik giderleri, işletme giderleri ve ticari kâr eklenerek market deposuna gönderiyor. Bu aşamada ürünün fiyatı yüzde 40-50 oranında artıyor.
- Marketler için, depoya giren üründe yeniden işçilik, nakliye ve işletme giderleri ekleniyor. Buradan market reyonuna çıkan ürüne yüzde 8 KDV ekleniyor. Bunun yanında ürün seçilerek alındığı için belli miktarda fire oluyor. Bütün bu giderler eklendikten sonra marketler kendi kârlarını da ekleyerek fiyatı belirliyor. Marketler satış politikası ve tüketim miktarına göre fiyat belirleme noktasında istedikleri kârı koyabiliyor. Tedarikçiden vadeli olarak satın alım yapabilen marketler, Hal Yasası’na göre üreticiden doğrudan da alım yapabiliyor.
- Hal komisyoncusu ise, üreticiden aldığı domatesleri market tedarikçileri hariç herkese satabiliyor. Buna tüccar da dahil. Tüccar, komisyoncudan aldığı ürünü işletmesine götürerek depoluyor. Bu sırada ürünün fiyatına nakliye, işçilik, paketleme, depolama ve ticarî kârını koyarak ortalama yüzde 40-50 oranında bir artışla diğer kentlerdeki hal komisyoncularına satabiliyor.
- Hal komisyoncusu üreticiden aldığı domatesi sadece market tedarikçilerine satamıyor. Ancak tüccara satabiliyor. Tüccar, komisyoncudan aldığı domatesi tıpkı market tedarikçisi gibi işletmesine götürerek nakliye, işçilik, paketleme ve işletme giderleri ve ticari kârını koyarak ortalama yüzde 40-50 oranında bir artışla diğer kentlerdeki alıcılara, örneğin İstanbul’daki tüketici hal komisyoncusuna satıyor.
- Diğer kentlerdeki hal komisyoncuları da Antalya’dan gelen sebze-meyveye işçilik, belediye giderleri, işletme giderleri, yüzde 2 stopaj, yüzde 1 KDV ve nakliye sırasındaki fireyi ekliyor. Bunun yanında ticarî kârını da ekleyen komisyoncular ürünü pazarcı esnafa, yerel marketlere ve manava satıyor.
- Son olarak pazarcı belediye işgal parası, nakliye, işçilik, sigorta, fire ve giderlerini yanında kârını da ekleyerek tüketici fiyatını belirliyor. Özellikle büyük marketlerin de sebze-meyve satışında yoğun şekilde tercih edilmeye başlamasıyla pazarcı ve manavcı fiyat belirlerken market fiyatlarını da dikkate alarak hareket ediyor.
Tek bir grubu suçlamak doğru değil
Bu yol haritasından da anlaşılacağı üzere sistemde birden fazla kusur var. Tek başına komisyoncuları ya da tüccarı suçlamak yaşanan bu önemli soruna çözüm olmaz. Komisyoncuların kaldırılması üreticiyi sebze-meyve üretemez hale getirebilir. Büyükşehirlerdeki komisyoncular kaldırıldığında ise buralardaki dağıtımı kim yapacak? Bu nedenle büyük ve iç içe geçmiş bu soruna, sektör içindeki tüm aktörleri kapsayacak geniş tabanlı ve katılımcı bir çözüm bir yolu aranmalı.
|