Enerjiyi çevreye uyumlu ve verimli şekilde kullanan elektrikli traktörler artık pek çok küresel firmanın kataloguna girmiş durumda.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli geçtiğimiz günlerde elektrikli traktör üretimi için çalışma başlatıdığı açıklamasını yaptı. “Çok büyük bir sanayimiz olmasına rağmen henüz hazır değiliz. Bu sebeple prototip çalışmalarına başladık” diyen Pakdemirli, zor bir yıl geçiren tarım makineleri sektörünün gündemini farklı bir boyuta taşımış oldu.
Türkiye konvansiyonel traktör üretiminde uluslararası pazarda boy gösteren ülkelerden birisi. Elektrikli ya da hem yakıt hem de elektrik enerjisiyle çalışan hibrit traktörler bu pazarın en yeni üyeleri olarak birkaç yıldır adından söz ettiriyor. ABD, Japonya, Güney Kore ve AB ülkeleri bu pazara yönelik üretim maratonunda ilk sıralarda koşuyor. Peki nedir bu pek popüler elektrikli traktörlerin sırrı?
Musk’ın Tesla’sı da pazara girdi
Elektrikli ya da hibrit traktörler, tarımın yeni ihtiyaçları ve mekanizasyonda gelişen yeni teknolojilerin doğal bir sonucu. Otomotiv sektöründe elektrikli arabalar nasıl geleceğin ulaşım aracı olmak için gün sayıyorsa, tarımın da yakın geleceğinde elektrikli traktörler ciddi bir rol üstlenmeye hazırlanıyor. Pek çok büyük markanın ürettiği elektrikli traktör modelleri bu günlerin habercisi gibi.
Bu markalar arasında John Deere, AGCO GmbH-Fendt, Farmtrac, Simai, Solectrac, Alke, Escorts Group, Dongfeng, Cummins gibi tarımsal mekanizasyon sektöründe faaliyet gösteren küresel firmalar bulunuyor. Ünlü girişimci Elon Musk’ın CEO’su olduğu Tesla Motors şirketi de elektrikli traktör üretimi yapan markalar arasında.
Fosil yakıta bağımlılık azalıyor
Makine parkına elektrikli veya hibrit traktör modellerini ekleyen tarımsal işletmelerin sayısı da günden güne artıyor. Elektrikli motorlara sahip traktörlerin en önemli avantajı elbette fosil yakıtlara olan bağımlılığın azaltılması. Bu avantajın iki yönü var: Bu sayede hem çevre ile uyumlu hem de daha az maliyetle üretim yapmak mümkün oluyor.
Enerji verimi yüzde 35’ten yüzde 90’a
Dizel bir traktör motoru termal enerjiyi ortalama yüzde 35 verimle mekanik enerjiye çevirebilirken elektrikli motorlarda ise bu oran yaklaşık yüzde 90. Elektrikli traktörler bioyakıt, güneş ya da rüzgar enerjisi kullanılan üretim tesisleriyle de çok daha uyumlu şekilde çalışma olanağı sunuyor. Enerji efektif şekilde kullanan ve fazla enerjiyi depolayan piller ile çalışan makineler harcamaları daha da azaltıyor.
Bakımı ve kullanımı daha kolay
Daha az hareketli parçaya sahip olmaları sayesinde elektrikli traktörlerin bakımları da daha kolay. Geleneksel traktörlere göre çok daha sessiz çalışan bu makineler bu sayede sürücüsü için de konfor sağlıyor. Otomasyona çok daha elverişli olan elektrikli tarım makinesi modelleri arasında sürücüsüz çalışan traktör tipleri de az değil.
Dönüşüm zamanla olacak
Tüm bunlara karşın tarım arazilerinin tamamen elektrikli makinelerin kontrolüne geçmesi için elbette daha oldukça zaman var. “Elektrikli motor teknolojisi heyecan verici bir atılım” yorumunu yapan John Deere’ın geçmiş halkla ilişkiler sorumlusu Barry Nelson, yine de dizel motorlı makinelere karşı küresel anlamda pazarlanabilir bir düzeye gelmeleri için yaklaşık 10 yıl daha gerektiği yorumunu yapıyor.