İtalya’da tamamıyla geri dönüşüm prensipleriyle tasarlanan yüzer sera, düşük bütçeyle verimli ve sürdürülebilir bir tarım için yepyeni bir konsept örneği oluşturuyor.
Son yıllarda birbiri ardına geliştirilen yeni teknolojiler su yüzeyinde bitkisel ürün yetiştirmeyi hayal olmaktan çıkardı. Ancak üretimi karadan denizlere, hatta okyanuslara taşıyan bu modern topraksız tarım örnekleri, henüz çoğunlukla yüksek bütçeli projeler olarak hataya geçiriliyor.
İtalya’da endüstriyel tasarımcılar ile bitki bilimcilerini bir araya getiren Pnat isimli “think tank”te geliştirilen yüzer sera ise bu durumu tersine çevirmeye aday. Jellyfish Barge (Denizanası Mavnası) adını taşıyan bu sera düşük bütçeli teknolojiler, geri dönüşüm malzemeler ve güneş paneli gibi sürdürülebilir sistemleri bir araya getiriyor.
Tasarruf ve verimi buluşturuyor
70 metrekare genişliğindeki bu ufak sera, adına yakışır şekilde biçim itibariyle gerçekten de bir denizanasını andırıyor. 96 adet geri dönüşümlü plastik bidon sayesinde su üzerinde duran ahşap bir platform üzerine kurulu serada, bitkilerin doğal yetişme süreçlerini sağlayacak her türlü koşul mevcut.
Denizdeki dalgayı enerjiye dönüştürüyor
Serada enerji üretimi için güneş ışığının yanı sıra rüzgar tribünü ve sudaki dalga hareketlerini elektrik enerjisine dönüştüren teknolojilerden yararlanılıyor. İskele etrafında yer alan 7 adet güneş enerjili damıtıcı ve desalinasyon (tuzdan arındırma) sistemiyle ise günde 150 litreye kadar su tedarik etmek mümkün. Üretimin hidroponik sistem ile yapıldığı sera içinde ise otomasyon sistemi sayesinde yüzde 70 oranında su tasarrufu sağlanıyor.
İki aileyi doyurmak mümkün
“Denizanası”nı diğer geleneksel hidroponik seralardan ayıran özellik, su ve enerjinin yanı sıra tarım arazilerinden de tasarruf sağlaması. Kentlere yakın bölgelerde kurulu hidroponik seralar gibi su, enerji ve toprağa bağımlı olmadıklarını söyleyen Pnat CEO’su Camilia Pandolfi, “Geliştirdiğimiz tasarım kullanıcıya geleneksel hidroponik sistemlerden çok farklı bir deneyim sunuyor” diyor.
Tek bir yüzer sera modülüyle 2 ailenin gıda ihtiyacının rahatlıkla karşılanabileceğini belirten Pandolfi, en geç 3 yıl içinde ticari olarak hizmete sunulacak seranın özellikle gıdada ithalata bağımlı olan ülkelerde en az su, enerji ve toprakla yerel ürün üretmeye yardımcı olabileceğini söylüyor.