Avrupa Birliği, son yıllarda yaygın biyoteknolojik yöntemler arasına eklenen mutagenesis ile üretilen ürünlerin GDO olarak kabul edilmesini kararlaştırdı.
Son 20 yıldır tüm dünya genetiği değiştirilmiş (GD) bitkisel ürünleri tartışırken, biyogenetik bilimi CRISPR/Cas9 ve mutagenesis gibi klasik biyomühendislik anlayışlarının dışına taşan yepyeni teknolojileri genetik biliminin hanesine yazmaya devam ediyor.
GDO başrolde olmak üzere biyogüvenlik mevzuatı konusu her daim sıcak kalan Avrupa Birliği’nde (AB) bu yeni teknolojilere nasıl yaklaşılacağı birkaç yıldır hararetli çalışmaları beraberinde getirdi. En önemli merak konusu olan mutagenesis (mutajenez) yönteleriyle elde edilen organizmaların GDO kapsamına alınıp alınmayacağı sorusunun cevabına ise nihayet ulaşıldı.
GDO mevzuatına tabi olacak
Dün itibariyle AB Adalet Komisyonu, mutagenesis tekniklerinin canlıların genetik materyalini doğal olmayan bir yolla değiştirdiği gerekçesiyle aynı kapsama alındığını belirterek, bu ürünlerin temelde genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) olarak değerlendirileceği kararını aldığını açıkladı.
Buna karşın geleneksel olarak kullanımda olan ve güvenli olduğuna dair uzun erimli veriler bulunan mutagenesis ürünleri AB’nin GDO Yönergesinden muaf olacak ve üye devletler AB mevzuatına uygun olmak kaydıyla kendi değerlendirmesini bağımsız olarak yapabilecek.
Mutagenesis nedir?
Bir organizmanın genetik yapısında bir mutasyon oluşmasıyla sonuçlanacak değişim sürecine mutagenesis (mutajenez) adı veriliyor. Doğal yollarla da gerçekleşebilen bu sürecin mutajenler (mutasyona yol açan maddeler) yardımıyla yapılması ise mutagenesis tekniklerini oluşturuyor.
Klasik GDO’lardan farkı nedir?
Mutagenesis ile GDO’ları ortaya çıkaran klasik transgenetik yöntemlerin arasında temel bir fark bulunuyor. Transgenesis, bir organizmanın genetik yapısını ona sonradan eklenen DNA’larla değiştirme prensibine dayanırken, mutagenesiste ise mevcut yapı mutasyon yöntemiyle dönüşüme tabi tutuluyor.