Kabakta ihracat haritası kısa sürede ciddi değişim gösterdi. Artık dış pazarda raf ömrü ve kalıntı sorunu rekabeti doğrudan belirliyor. tarlasera kabakta üreticiler için ideal tercihleri paylaşıyor.
Türkiye birçok tarım ürününün yetiştirilebilmesi için uygun koşullara sahip. Ancak ne yazık ki bazı ürünlerin üretim miktarı iç talebi karşılamaya yetmiyor. Kabakta ise durum bundan biraz daha farklı; ülke içi üretim miktarı kendine yüzde 110 yeter durumda. Bu tablonun oluşmasında şüphesiz ki son dönemde hızlı bir ivme kazanan örtü altı üretimin payı oldukça büyük. Bu sayede yıl boyu yetiştirilebilen kabak tüketiciye de her mevsim ulaşabiliyor.
Türkiye’de kabak üreticileri arasında bilindiği tabirle, yeşil ve siyah kabak olarak iki farklı renkte üretiliyor. Türkiye’deki toplam kabak üretiminin yüzde 10’unun siyah kabak geri kalan bölümünün ise yeşil kabaktan oluşuyor. Üreticilerin kabak türü tercihi bölgelere göre farklılık gösteriyor.
Kabağın tüketim alışkanlıkları değişiyor
Yetişme süresinin kısa oluşuyla pazarda sıcak para akışını kolaylaştıran kabakta, son yıllarda ihracat payında da artış gözleniyor. Üretim rakamlarının iç tüketim rakamlarını aşması üreticinin ihracata yönelmesinin nedenleri arasında. Geçmişte iç ve dış pazarın kabakta aradığı özellikler farklılık gösterirken; Suriye ve Rusya krizlerinin ardından Doğu Avrupa ve Balkan ülkelerinden oluşan yeni ihracat ağı ülke içi tüketim alışkanlıklarıyla paralellik gösteriyor.
İhracatta ince ve dolmalık çeşitler revaçta
Kabağın ihracata giden kısmının Mersin-Tarsus ve Antalya bölgelerinden, iç pazara yönelik üretimin ise Türkiye’nin kabak üretilen tüm illerinden sağlandığını belirten HM Clause Doğu Akdeniz, Güneydoğu Anadolu Bölge Müdürü Tamer Gedik, “Bölgesel bakıldığında Mersin-Tarsus ve Antalya bölgesinde yapılan örtü altı ve açık tarla üretiminin yüzde 70’i dış pazara, yüzde 30’u ise iç pazara gidiyor” bilgisini veriyor.
Kabak ihracatını olumsuz etkileyen Rusya krizinin ardından pazarın şekil değiştirmesiyle kabakta talep edilen özellikler de değişti. Genta Mersin Bölge Distribütörü Şahin Ticaret’in sahibi Cabbar Şahin, “İhracat talepleri özellikle Bulgaristan ve Romanya gibi yeni alıcı ülkeler oluştukça değişime uğradı. Şimdi iç pazardaki gibi ince ve dolmalık çeşitler daha fazla tercih ediliyor” şeklinde konuşuyor.
Raf ömründe rekabet kızıştı
Dış pazarda kabakta aranan fiziksel özellikler ise meyvenin tamamen silindirik ve parlak renkli olması, meyve çiçek yuvasının küçük olması ve raf ömrünün uzun olması. Örtüaltı üretimde çoğunlukla aralık, ocak ve şubat aylarında raf ömrü açısından sorun yaşandığını söyleyen Tamer Gedik, Son yıllarda ihracat için üretim yapılan bölgelerde kışlık üretimin de artması ve dış pazarda mesafe olarak Türkiye’ye uzak olan yeni ülkelerin pazara katılmış olması bizi bu konuda zorluyor. Eski çeşitlerin raf ömrünün kısa olması ve bu çeşitlerin kışlık üretimlerde meyve ucundan çiçeğini geç atıyor olması kış döneminde ihracat yapan firmaları korkutuyor” diyor.
Kalıntı süresi düşük ilaç bulmak zor
Başta ihracat olmak üzere kabak ticaretini kısıtlayan hususlardan biri de zirai ilaç kalıntısı. Yetiştirilen üründe bulunan pestisit miktarının maksimum rezidü limitini (MRL) aşmaması için bitki koruma ürünlerinin önerilen doz, zaman ve şekilde; son ilaçlama ve hasat aralığına dikkat edilerek kullanılması gerekli. Ancak meyve toplama süreleri birbirine çok yakın olan kabakta bunu sağlamak kolay değil. “Kalıntı süresi 3 gün olan ilaç sayısı birkaç tane. Birçok ilacın ise kalıntı süresi 7 gün” diyen Cabbar Şahin, “Ancak kabak her gün toplanıyor. Üreticiler önden ilaç atıp, sonrasında ürünü topluyor. Mildiyö dışındaki diğer hastalıklar için alternatif ilaç bulmak çok zor” diye konuşuyor.
Çeşit seçimi pazarlamayı etkiliyor
Kabakta meyve özelliklerinin oluşmasındaki ilk belirleyici unsur ise çeşit seçimi. Tüccarın talep ettiği özelliklerdeki çeşidi yetiştiren üretici bu sayede ürününü pazarlamakta sıkıntı çekmiyor. Üretim zamanı ve şekli de çeşit seçiminde belirleyici rol oynuyor. Alçak tünellerde üretim yapılıyorsa küçük yapraklı çeşitlerin dikilmesi gerektiğini belirten Şahin’e göre bu sayede tozlanma ve havalanma problemi olmuyor. Meyve boyu ve renginin baharlık ve güzlük çeşitlerden farklı olduğuna dikkat çeken Şahin, “Güzlük çeşitlerde mutlaka yaprağın iri olması lazım. Böylece gölge yaptığı için, meyve rengi koyu olabilir” diyor.